RSS

Etiket arşivi: Zeynep Elif Arkan

Çok Güzel İlerliyor

Çok güzel ilerliyordu kızın kitabı
Okur oturur oturduğu yerde, kitap ilerler çünkü
Bir fincanın altında, tercihen fincanın renginde
Görünmek için bekliyor, keyif verici maddeler listesinde yeri olmalı,
-yüzyılın şifresini kırıyor haz denen bu kelime-

Yazarın raflardaki son kitabı ve kızın kucağında
Birine ellerini uzatmak kadar bile
Yorulmuyor kız, çünkü çok güzel bir ilerleme var
Hızlı ve heyecanlı; kızın sevdiği ne varsa
Başparmağıyla mesajlar yazmak istedi yazara
“İlerleme konusunda kitabınız çok güzel,
Kitabınızı çok beğendim çünkü ilerliyor”

Dizlerine kadar kışa batmalar çok güzel
Kız otobüste bunu hissediyor, pencerenin buharı
Yan koltuktan gelen sigaraya banmış palto kokusu
Yüzünü cama döndürse de güzel ilerliyor kitabı
Camdan bakınca iki Suriyeli kadın, beş çocuk
Otobüse doğru ilerliyor içi sıkıldı
Her akşamüstü savaşın tanıkları sokağı dolduruyor
Eve kaçmanın daha hızlı bir yolu olmalı.

Eve varınca kahve için su ısıtacak
Çünkü kitap çok güzel ilerliyor
Yeni alınmış kırmızı çorapları yatağa bırakacak
Yatağın kütüphaneye en yakın köşesinden objektife bakacak
Camdaki orkideyi kadraja sığdırmalı
Kitabın ilerlemesini hiç kimse durduramaz
Çünkü aşk ve ihtiras beklediğinden çok fazla
Kitap ağlatıyor bir yandan, ama az
Kendine ait bir kahraman yaşıyor bu kitapta
Paralı ve yakışıklı, kızı da çok seviyor
Kıza mücevher alıyor, aşk hızla ilerliyor
Çılgın bir âşık, kitabı kapatınca buna inanıyor
Kızın acısız yüzünde kan kırmızısı bir heyecan
Erkek kızı öpecek, kitap çok güzel ilerliyor.

Kahvenin suyu kaynadı, fotoğraf için her şey hazır
Dünya, düşünmemek üzerine çok güzel ilerliyor.

Zeynep Arkankitap_kahve_fotograf

 
Yorum yapın

Yazan: 07 Mayıs 2016 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

bir gecelik yol

ben hiç türkü bilmezdim yol öğretirmiş
ben bilmem ayrıyam dememiştim hiç
ayrılmamıştım yoldan ve hiç yârdan
öyle sanmışım, bu yol anlatır
gözümü kırpmadan günümü görmüşüm
görmüşüm her gecenin sonunu, türlü oyunu
bir gecelik yolda kendi rüzgârımla esmişim

şimdi uykular bir başka, türküler
eskiden bi uyurdum aynı ağrı uyanırdı göğsümde
şimdi ur gibi kurşun gibi
kazımadan kapanmıyor gözlerim

bazen bu sessizliğin gürültüsü dayanılmaz
anneler ağlar ve hiçbir şey yapılamaz
böylece alışırsın hem ateşe hem küle
bir güzel gitmek olur her gece
her gece konuşunca güvercinlerle sadece
insan anlıyor neydi o uyar’da taklit edilemez olan
insan anlıyor nedir bize sarılmayı öğreten

her kuşlukta kendimi duraklarda bulurum
tıkır tıkır makina on beş dakika
dağların on beş yıl ardına
bozkırın ucuna bucağına
her bakışı satır sayıp şiir kurarım
günüm çocuklara aklım kurduğuma helal
ederim hepsini de bir cep için cepkene
bir sap için samana
bir uzak için yakına
hiç mihnet olmaz bunu bilirim
kırgınlıkla dağılmadım, dargınlıkla çözülmedim
inandım mı tam inandım kana bulandıysam hele
şimdi kazananla kaybedenin eşitliği gözümde

burada beni çeken çekiştiren
yok etimden koparan kovuşturan
aşk kötülüktür diye yüzünü buruşturan
burada kıyamadığım bir aşk
burada yok kıyamadığım
burada antidiazem
burası süper egosuyla anadolu
yoksunluğun adı, yoksulluğun kokusu

insan buradaysa
gündüz gece gündüz gece
engel yok bir güzel üzülmeye
insan burada olsa da
oralar affedilmez

Zeynep Elif Arkan

 
Yorum yapın

Yazan: 14 Şubat 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Asiye severim seni öldüresiye

Senin gözlerin mavi, yeşil, kara.

İndir onları yere, bakma sakın hayata. 
Senin ellerin güzel Asiye, parmakların ipince. 
Severim seni ama olmuyor bulaşıklar kalınca. 
Asiye severim seni, sen bana hayat verdin. 
Bana yemek verdin Asiye, suyumu elinden içtim. 
Çocuk verdin bana üç demedin, beş demedin. 
Elbet vereceksin Asiye, lafımı iyi belle! 
Ben seni karım ettim. 
Seni bensiz yarım ettim. 
Yuvamın sultanı ettim, saçını süpürge ettim. 
Asiye, ben seni kadın ettim. 
Bir yere gidemezsin!
Seviyorum lan seni, ütüyü kim yapacak? 
Asiye, çocukların karnı aç. 
Az vurduysam ne olmuş, hemen annenlere kaç! 
Asiye, ben sevmesem seni, vurur muyum hiç öyle? 
Aşkımız ölümüne değil miydi sen söyle? 
Asiye, gitme dedim! 
Bak çok pişman olacaksın… 
Ben erkek kalacağım, sen mevta olacaksın…
Sana “abartma” derler, derdini kime anlatırsın?
Anlatamazsın Asiye, eve dön! 
Evde severim ben seni öldüresiye…

Zeynep Arkan

 
Yorum yapın

Yazan: 14 Şubat 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Yabani

sen hatırlamazsın bile ben unutmam sonra
konuştukça ruhuma insan bana dokunma
dokunur gibi yan koltuktan dirseğe
otobüste basamakta otomatik kapı önünde
camı kırınız kırılsın acil durumlarda kalpler bir olsun
göz görmeyince katlanırmış gönül görünce
tüm ikiler bir olsun tüm kalpler kör
bi parkın banklarında güneş çarptığında
kuşsuz sabahsız Bakırköy meydanında
anlamazdan gelir gibi önümden geçer gibi
geçip giden bitmeyen her allahın gününde
nerden doğarsa doğsun bu güneş
gidilen çeşmelerde daha çok susadıkça
şeytan azapta gerek sen böyle omuz yaptıkça
ağzımdan lafı aldıkça bal
aksın aramızdan akışsız bir ırmak
beni bırak git sakın sen yalnız kalma
dost kalalım mı düşman olalım mı bırak dokunma
sen böyle konuştukça
ruhuma
görüşmek üzer…

Zeynep Elif Arkan

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Eylül 2012 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Kalbini ferah tut

sana kinim vardır elbet senden başka kimim var
kimim kimsem yok değil kesilmedi zürriyetim
kesilmedi hiç nefesim koştumsa da ateşle
su olsun diye yazdım bana kimler sus desin
konuşan özneyim işte, isteyenin mezarına tüküren
kin kimi öldürürmüş belki yaşarız böylece
kahpenin dümeniyle yaşamanın seyrinde
namerde mert der miyiz ölsek onun yerine

beleş bir iş değil beni kendine düşman edişin
bu cüreti sevmişsin pahasını bilmeden
bilmemek bilmekten iyidir hani
kıymetin bilinsin diye seçtiğin
üstüme elbiseler biçtiğin kan ve terden
uymadı üzerime söküldü teyellerim
beni gördüğün kadardı gözlerin
gördüğün kadar değil dünya ve içindekiler
bu faslı ağırdan geçelim

sana ne verebilirim kinimden başka
ey kendini ele verdikçe acıkan yenilgi
ey doğruluğun eksik cümlesi
ey cümbür ey cemaat ey bir hatip cümlesinde
körler sağırlar meclisinde cümlenize ey
ey demeyi kes nereye gitsen bu belâya musallat
o korkunç pençesinde açlığın
harcı âlem bıraktığın kalbini merak edersen
götürüp Londra’nın ortasına bıraktım
ne bülbül ne çocukluk ne keder.

Zeynep Elif Arkan

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Eylül 2012 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: