RSS

Etiket arşivi: Muzaffer Ozak

Bu dünyada insana en çok azap veren şey

Bu dünyada insana en çok azap veren şey, meşrebine uymayan kimse ile berâber olmaktır.

Muzaffer Ozak Efendiinsana-azap-veren-sey

 
Yorum yapın

Yazan: 24 Kasım 2019 in Şiir Gibi

 

Etiketler:

Gerçek sahaf odur. Kitabın fiyatı değil adamın fiyatı var orada

Sahaflarla ilgili çok anı var. Bu sahaflardan çok iyi sahaflar tanıdım. Allah rahmet eylesin, mesela Hacı Muzaffer vardı. İyi sahaftı, ona herkes hürmet ederdi. Sahaflar Şeyhi (Şeyhü’l Sahhafin) diyebiliriz kendisine. Biz de giderdik yanına, talebeleri çok korurdu. Ben bir keresinde çok zengin koleksiyonu olan bir kitap meraklısıyla beraber gittim. Hacı Muzaffer onu pek sevmezdi, ben biliyorum. Böyle biraz da hava atmak için Hacı Muzaffer’e “Menakıb-ı Kethüdazade Arif var mı” diye sordu. Piyasada kitabın hiç bir nüshası yok. Ben biliyorum muhakkak Hacı Muzaffer’de birkaç nüshası bulunur. Hacı Muzaffer alttan çıkardı iki tane koydu masanın üstüne. O da baktı sağına soluna. “Ne kadar?” dedi. Hacı “100 lira” dedi. Beğenmedi, almaktan vazgeçti. O çıktıktan sonra bana dedi ki, “Sen bu kitabı al, bir daha bulamazsın” dedi. Ben de “Olur ama param yok” dedim. O da “Olduğu zaman 50 lira verirsin” dedi..

Prof.Dr. İsmail Erünsal / Yedikıta Dergisinin Ekim 2013

(Muzaffer Ozak’ı) Çok severdim. Eski kitapları oradan bulur temin ederdik. Hatta benim haberim olmadan eline geçen, bana uygun bir kitap bulursa hemen bana ayırırdı. Mesela İbn-i Arabi’nin Resail-i İbn-il Arabi diye 27 risalelik bir kitabı var. Dakka’da basılmış. Eline geçince bana ayırmış. ‘Buna ne vereceğiz hocam’ dedim. ‘Sonra verirsin’ dedi. Aybaşında ’50 lira ver yeter’ dedi. Çok sonra kitabı karıştırırken iç sayfalarında bir yerde ‘Fiyatı 350 lira’ yazıyordu. Zannediyordum ki bunu sadece bana yapıyor ama bütün ilim talebelerine aynı şeyi yapıyormuş. Gerçek sahaf odur. Kitabın fiyatı değil adamın fiyatı var orada.

Emin Işık Hocaefendi / 8 Temmuz 2012 Yeni Şafak Gazetesi

Eşhası artık aramızda olmayan bir hatırayı nakletmek isterim. Sahhaflar Çarşısı müdavimlerinden Kemal Elker 1970 yılında bir gün, Muzaffer (Ozak) Hoca’nın dükkanında bir adet “Seyahatname-i Hudud” bulunduğunu, bir Amerikalı’nın ise alıcı olduğunu söyledi. Peşinden de “otuz yılda bir düşer” diye ilave etti. Gerçekten de 120 yıl önce yalnızca 150 adet basılmış böyle bir kitap Müteferrika baskısı kadar, hatta daha nadir ele geçerdi. Hemen Muzaffer Efendi’ye (postnişin olması hasebiyle rahmetli öyle anılırdı) koştum. Kitabın bedeli gerçekten yüksekti. Fiyatın ancak yarısını verebileceğimi, oysa kur farkından dolayı Amerikalı için benim teklif ettiğimden çok daha ucuza geleceğini söyledim. Rahmetli Muzaffer Hoca’nın cevabı tok sesiyle söylediği üç kelimeden ibaret oldu: “-Efendiye kitabını veriniz!”…

Erol Özbilgen / Sahaf Alaattin’in Tozlu Raflarından

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Eylül 2014 in Şiir Gibi

 

Etiketler:

Sahaflar Şeyhi Muzaffer Hoca

Beyazıd Camiinin yanındaki sahaflar çarşısındaki kitap dükkanında bulunduğu sürece, birçok kimseyi etkileyen Muzaffer Ozak; bir gün dükkana gelen bir çocuk için ayağa kalkıyor, sevgiyle birlikte saygı da gösteriyor. Etrafındakilerin şaşkın bakışlarını görünce şunları söylüyor:

Bu çocuk Osmanlı hanedanına mensuptur. Nasıl saygı göstermeyelim ki, bizler onların sayesinde bu topraklarda oturuyoruz.

Bir akşam üstü de dükkana bir hanımefendi geliyor. “Sizde padişah fermanı var mı?” diye soruyor. Muzaffer Hoca birkaç ferman gösteriyor. Hanım fiyatını sorunca o zamanın parasıyla yüz lira diyor. Kadın, “Şimdi yanımda bu kadar para yok.” Cevabını verdikten sonra çıkıp gidiyor. Tam o sırada biri gelip, “Tanıdınız mı, bu bayan Neslişah Sultan’dı” şeklinde konuşuyor.

Neslişah Sultan birkaç gün sonra gelip parasını vererek fermanları almak ister. Muzaffer Hoca: “Aman efendim! Bunlar sizin dedelerinizin… ne diye para alalım” diyerek para almak istemez. Fakat Neslişah Sultan, indirimi dahi kabul etmeyerek, ilk defada söylenen yüz lirayı ödeyerek fermanları alır ve gider.

Ayaklı Kütüphaneler

Dursun Gürlek /Kubbealtı Neşriyat
 
Yorum yapın

Yazan: 20 Eylül 2014 in Şiir Gibi

 

Etiketler: