RSS

Etiket arşivi: Ayten Mutlu

Her Şey Ne Kadar Yakın Ve Nasıl Uzak Şimdi

bilmem nasıl geçti elime
çocukluğumun anı defteri
uzun kumral bir saç teli
uzanıp eski yıllardan
merhaba deyiverdi

sanki buldum yeniden o günleri
beyaz yakamı, kardeşlerimi
omuzlarından çağlayan gibi inen
gür ve kumral saçlarıyla
yirmi sekizinde annemi

ne güzeldi ve ben onu nasıl gizli severdim
çalmak mıydı onu biraz kardeşlerimden
akşam üstleri uzatıp başını pencereden
adımı seslendiğinde yanıt vermeyişim
ve unuttuğunda söylemeyi
ellerimi yıkamadan oturuşum sofraya
nedensiz hırçınlığım
ağlamalarım sonra kimseye göstermeden

ah o benim Bandırma’lı çocukluğum
hiç anlamadan geçiveren yıllar

arada bir değişen ve hep birbirine benzeyen
o hiç suyu akmayan basık tavanlı
kira evlerinin gecelerinde
kısıp usulca gaz lambasını
uzun yol şoförü babamı beklerdi

bitmeyen bir yokuşu tırmanan yorgun
ve ağır tekerlekleri gibi kocaman bir kamyonun
bezgin miydi yüreği bekleyişlerden
o uzun gecelerin karanlığında
neler duyardı o yaban kasabanın
iplik iplik ördüğü yalnızlığında
ve neleri paylaşırdı babamla
geleneklerden
ve bizden başka

ne çok çiçek olurdu saksılarda
anlatırdı bazen köyünün uçsuz kırlarını
kırlangıçlarını, dere boyunu
ikinci savaş yıllarının
bıçak gibi kesiverdiği çocukluğunu
ama anlatmadı hâlâ
nasıl verdi toprağa
yiğit bir oğulu

hiç kendisinin olmadı hayatı
ve hiç yakınmadı yazgısından
asla bir şey istemedi kendisi için
kocasından ve tanrısından

şimdi ne kadar uzak kumrallığı
bilmiyorum saçları mı daha ak
yazgısıymış gibi taşıdığı yazması mı

o gülen gözlü çağlayan saçlı kadın
çıkıp gelse ötesinden yılların
suları dört yana saçılmış bir sebil gibi kırgın
ve çökmüş bu kadını
acaba tanır mı?

Ayten Mutlu

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2014 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Başkası Gibi

bu gece bırak beni
kırılmış dal gibiyim
suskun güz birikimi

yorgunum
savrulmuş harman yeri
bitti
yitirdim bir şeyleri

yitirdim evet
içimde parıldayan o ateş söndü
kirlendi ellerimin inci gergefi

aşklardı
yalnızlığın kendine varan sesi
aldanışlar
boşuna yatağını arayan nehir
sürükleyen dünleri

hiçbir şey avutamaz beni bu gece
yürüdüm o çizgiyi
ve bitti

kapat geceyi artık
bir şeyler ört üstüme ve git
yarın yine gülümserim
başkası gibi

Ayten Mutlu

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2014 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Ve Gittikçe Irayan

buğulu bir camdan bakar gibisin
gözlerinde bu dalgın, bu yorgun bulut
yüreğimde güz kıyamet fırtınalar koparan
bu dargın bulut
yaban bir yağmur sonrası sesin
dallarına çekilmiş durgun bir çınar
gibi sakin
suskunluğu telâşsız sözlere sarıyorsun
yüreğim örselenmiş kırık kanatlarıyla
düşerken avucuna
anlamıyorsun
böyle mi biter aşklar
gün batımına uçan göçmen bir kuşun
yitivermesi gibi
bir rüyanın ansızın bitivermesi gibi
nasıl unutursun?
nasıl unutursun beni sevdin
harlı ateşler yaktın karanlığıma
aşkların haraç mezat satıldığı dünyada
yıldızları birer birer indirdin saçlarıma
seni sevdim
kocaman bir dağ gibi genişledi yüreğim
ne çok şeyimiz vardı anlatacak
kimsenin bilmediği ne çok şeyimiz
ne çoktuk, ikimizdik, ne çoktuk
ne güzeldik, hiç olmadığımız kadar
sen alır gelirdin kendini
beni getirirdin yüreğindeki
öyle anlardı, aşardık insanın yazgısını
nasıl unutursun?
giderdin
masamda söylenmemiş şiirleri bırakıp
sen gelinceye kadar
nasıl da yalnızlıktı yastığımda unuttuğun
ve artık hep yokluğun…
bir rüzgârdı, kapandı pencereler
son sesleri bunlar ezgimizin
duyuyor musun?
gidiyorum
kal, demiyorsun
şimdi bozkırlarda usul usul ağlayan
kahır yüklü ağır bir tren gibiyim
kimsesiz bir aşkın ayak izinden
uzak yıldızlara doğru yol alan
ve gittikçe ırayan
ve gittikçe ırayan
Ayten Mutlu
 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2014 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Islak Yaprak

-Doğan Ergül için-

-I-

şaşırmayı hâlâ unutmamışım
işte yine ağzımda o acı su
ne zaman öğreneceğim tanrım
her zamansız gidişin
bir yaprağın kalbine olduğunu

yaşamaktan yaralı bir tümce nasıl
şaşırırsa ölümüne sözcüklerinin
öyle şaştım ebedi sandığım sevinçlerin
bitivermesine orta yerinde

gözyaşı kadehi de kırılabilirmiş
acıyınca içinde biriken hayat
unutkan zamanın sırça teninde
bir çıt! sesiyle kırılan bir kalp
şaşarak anlarmış kanadığını şarap
lekeleri dağılırken geceye

-II-

yorgundun, yanıltmak içindi yorgunluğu
sessizce gülümserdin baktığın yere
dağılırken yüzünden siyah bir ışık
o siyah ışığın kırdığı rüzgâr
dindi işte, kederi yazmak için
gözlerinde taşıdığın şiire

susma, o eski yalana sarın ve söyle
sonsuzca açan gülüne aşkın
yağmurda izlerini arayan çöle
anlat
her zamansız gidişin
zamansız bir dönüşün ülkesi olduğunu

çekil şimdi biriktiğin gözyaşı damlasına
hiç bitmeyecek bir yoldan gelen
yağmurun çıplak bir ağaçta unuttuğu

o ıslak yaprağın içinde uyu

Ayten Mutluislak_yaprak

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2014 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Rüzgar

Kadın kum tanesinden bile küçüktü
daha küçüktü deniz kadındaki acıdan

…esip duruyordu o eski rüzgâr
denize ve Samanyolu’na aldırmadan

ve kadın yürüyordu çıplak anılarıyla
kumlara ve yıldızlara basmadan

Ayten Mutluayten_mutlu

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2014 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: