RSS

Etiket arşivi: Erdal Alova

Yaşlı Bir Adam

Gürültülü kahvenin içerlek odasında
yaşlı bir adam, masada iki büklüm;
önünde bir gazete, yapayalnız.

Sefil yaşlılığın ezikliği içinde
düşünüyor, ne kadar az çıkardı hayatın tadını
güçlü olduğu yıllar, yakışıklı,

Biliyor, nasıl yaşlandı; farkında, görüyor her şeyi,
ama gençlik yılları daha dün gibi
geliyor ona. Hayat ne kadar kısa, ne kadar!

Düşünüyor; Bilgelik denen şey nasıl da aldattı onu;
nasıl hep güvendi- ne çılgınlık!-
“ Yarın, bol bol zamanın var” diyen o yalancıya.

Dizginlediği coşkular geliyor aklına; gözden çıkardığı
onca sevinç. Yitip gitmiş her fırsat
Şimdi alay ediyor kafasız sağgörüsüyle.

Bunca düşünce, bunca anımsayış
başını döndürüyor yaşlı adamın. Ve gidiyor gözleri
kahvenin masasında iki büklüm.

Konstantin Kavafis
Çeviren: Erdal Alova- Barış Pirhasanyalnizlik-siiri

 
Yorum yapın

Yazan: 02 Ağustos 2017 in Çeviri Şiirler, Şiir

 

Etiketler: , ,

Yürekten düşkünsen karına

Yürekten düşkünsen karına, ruhunu bir tek kadına vermişsen,
başını eğ ve boyunduruğa hazırla boynunu.
Asla bulamazsın âşığını esirgeyen kadını: Kendisi alevler içinde yansa bile,
hoşlanır âşığına eziyet etmekten, onu darmadağın etmekten;
bu yüzden, çok daha az yararlıdır karısı kocasından,
adam ne kadar iyi olursa, o kadar istenen bir koca olur.
Kadının gönlü yoksa, hiçbir şey alamazsın, istemezse.
Senin adına sever ya da sevmez: döndürür kapıdan,
gittikçe yaşlanan, ilk sakalını kapının gördüğü arkadaşını.
Muhabbet tellalları, gladyatör eğiticileri, arenanın kibar adamları
vasiyetnamelerini gönüllerince yazabildikleri halde,
sana birden çok rakip mirasçı kaydedilir.
“Çarmıha gerin köleyi.”
“Ama bu köle hangi suçu işledi ki kurban edilsin?
Tanığın nerde? Muhbir kim? Hiç olmazsa bir dinle;
bir adamın yaşamı söz konusu olduğunda, uzun sayılmaz hiç bir gecikme?”
“Seni akılsız, bir köleyi adam yerine koyuyorsun, öyle mi?
Hiçbir şey yapmadı ha? Öyle olsun:
Ben bunu istiyorum, böyle emrediyorum, isteğim senet yerine geçsin.”
Böylece hüküm kurar erkeği üstünde. Ama kurar kurmaz bırakır,
Bir evden diğerine gider, duvağını aşındırır,
uçup kaçar ve geri döner yüzüstü bıraktığı yatağının anılarına;
az önce süslenmiş kapısını terk eder, duvarda asılı kumaşları,
evinin tentelerini, eşikte hâlâ yeşil kalmış dalları.,
Böylece koca sayısı çoğalır, sekiz kocası olur beş sonbaharda bir;
mezarına yazılmaya değer bir olay doğrusu.

Iuvenalis / Yergiler / (Satura VI-210-230)
Çeviren: Çiğdem Dürüşken / Alovailismesede-uyusam

 
 

Etiketler: , ,

İyileşme

Sağanak yağmurlar gibi ağlamak istiyorum
Ağlamadığım bütün ağlayışları
Kokuları ağlamak istiyorum
Tuzu, ölümü, karanlığı
Bir çocuk gibi değil
Analar gibi değil
Kendini yiyen bir kaya
Yaralı bir çam gibi
Gövdemi ağlamak istiyorum

Erdal Alovakitap-tezgahi

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2016 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

III. Yanık Gül

Kötü bir bahçıvan
Nasıl titrer de diktiği çiçeklerin üstüne
Öbürlerini unutursa
Ben de yer beğendireyim derken
Şiir denen şu huysuz çiçeğe
Gözüm görmez olmuş gayrı dünya bahçemi.
O telaşla ezdiklerim…
(Kimilerini bilerek tabi)
Ya şunlar… kurumuş hepsi…
(Sonra sulayacaktım!)
Ayrık otları sarmış tekmil gözlerim
Sade ardımdakileri değil
Önümdeki gülleri de yakmışım!

Erdal Alovasiir-sanati

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2016 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Uğurlama

Yol boyunca gelincikler…

Çiçeklerin çingenesi!

Kırmızı önlüklü
Okul çocuklarım benim
Yakaları siyah!

Erdal Alovagelincik-siirleri

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Kasım 2016 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: