RSS

Etiket arşivi: Tozan Alkan

Ayrıldığımızda İkimiz

Mahzun, yarı kırık yüreklerimiz
Yıllarca uzak kalmak üzere
O gün, ayrıldığımızda ikimiz
Sessiz ve gözyaşları içinde;
Solduğunda, soğuduğunda yanağın
Öpücüklerin buz tuttuğunda
Çoktan çalmıştı saati acıların,
Kader ağını örmüştü orda.

Sabahın o serin, ürperten çiyi
Alnımda donuvermişti,
O çiyler belki bu hüzünlerimin
Gözyaşlarımın işaretiydi.
Ettiğin yeminler bir bir bozuldu
Gölge düştü güvenilirliğine;
Paylaştığım yalnızca acı oldu
Senin adını işittiğimde.

Adını andıkları zaman yanımda
Kara haberdir benim için,
Bir ürperti dolanır bedenimde
Niçin bu denli sevdim, niçin?
Senden söz edip duran insanlar
Tanıştığımızı bile bilmiyor
Yürek kırgın kalacak nice yıllar
Öyle derinden, anlatması zor.

Gizlice buluşmuştuk seninle…
Sessiz, hüzünlenirim şimdi
Çünkü ruhun aldattı ruhumu
Yüreğin unuttu yüreğimi.
Eğer bir gün, uzun yıllardan sonra
Karşılaşırsak ikimiz yine
Nasıl bakabilirim, nasıl sana?
Sessizce ve gözyaşları içinde

Lord Byron

Otuz sene olmuştur bu şiirin tam metnini arayalı. 6 Eylül 2019 sabah ezanı okunurken buldum.

Doksanlı yılların başı, dostum Muzaffer ve sevgilisi -birbirlerini sevmelerine rağmen- ayrılırlarken o an yanlarındaydım.

Uzun yıllardan sonra
Sana bir daha rastlarsam
Seni nasıl selamlamalıyım
Susarak mı, ağlayarak mı?

Lord Byron’un bu şiirini küçük bir kağıda yazıp kadına verdim. Okudu, hüzünle gülümseyip cebine koydu. Muzaffer yıllarca o kağıtta ne yazdığını öğrenmeye çalıştı, söylemedim.

Emil Cioran “Aşırı ölçüde tekrarlanan kelimeler bitkin düşer ve ölürler” derken bir mezar kazıcısı olan Zulkarnain Banday’da; “Bu iş kalbimi zayıflattı. Hepsini hatırlamaya çalışıyorum… mezarları örterken toprağın sesi… kesilmiş vücutlar ve yüzler… oğullarını asla bulamayan anneler. Hafızam benim yükümlülüğüm. Hafızam benim katkım. Yoruldum, çok yoruldum..”

Kırk yıldır şiir okuyor, 30 yıldır da altını çizdiklerimi bir kenara not ediyorum. Bu blogda not ettiğim e-defterimdi, o bile on yılı geçmiş. Kalbimi dinlendirmek için okumaya başladığım şiir artık yoruyor. Roman, hikâye, deneme, röportaj… Ne okursam okuyayım şiir gibi gördüğüm cümleleri seçer oldum. Yıllardır okuduklarımı not etmekten kendime ait kelimelerim yok oldu. Başkalarının cümlelerinin arkasına saklanarak hâlimi anlatmayı alışkanlık haline getirince karşımdakine meramımı anlatamaz oldum. İlk yazdığım şiirlerden biri Mevlana türbesinin girişinde görüp not aldığım Mesnevinin ilk 18 beyitiydi. Onun son mısrası ile bu mecraya veda ediyorum; “söz uzar kesmek gerektir vesselâm”. Sürç-i lisan ettikse affola!

Ahmet Koyutürk

1 Eylül 2023 / Şirinevler

 
1 Yorum

Yazan: 01 Eylül 2023 in Çeviri Şiirler, Şiir

 

Etiketler: , ,

Arzu Birahanesi

Bazı sular üzerinden köprüler geçmek ister
bazı aşklar üzerinden sular geçmek ister
köprü geçen suların üzerinden baka baka
hülyalı gözlerle bir devrime baka baka
büyür bazı çocuklar, deniz olmak ister
deniz olmak upuzun akmayı gerektirir
sevişmek bir direnme biçimidir ölüme
sevişmeler upuzun akmayı gerektirir

bazı şiirlerin bazı yaşları beklediği gibi
bazı gerçeklerin bazı yalanları beklediği gibi
eksik sözler söylenilmeden kalmak
fazla kalmalar gitmekten sayılmak ister
insan yaşlandıkça ikiye, üçe bölünür
dörde.. beşe… bölündükçe bölünmek ister
hatıralardan silinmek ister bazı şeyler
bir akşam vakti Arzu Birahanesi’nde

Tozan Alkan

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Ağustos 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Boşluğa İnen Ayet

herkes bozuk saat gibi kendini
taşıyor kesik bileğinde
tül ve siyah, ruh ve suret ve tuz…

bundandır yazının büyük günahı
sözün kendini vurrnası bundan
çünkü hayatta her söz daha az söz
her vazgeçiş daha az sancılı bundan
ilk böyle yazıldı: “dağıl kavmim ey”

elimden tut beni yalnızlıklara götür,
ölmek ne can sıkıcı ömrüm ey
ilk ölüm, eski ölüm; töresiz ölüm

ayet gibi, karanlıkta, sessizce,
ölüm yüzüme indi ve gördüm
iyilik olsun diye sustum ve öldüm.

Tozan Alkan

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Ağustos 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Armi, mon ami!

“dostum Armağan Özpeçen’in anısına…”

Yolculuklara çıkacaktık seninle
yanımıza kendimizden de bir şeyler alıp;
üç beş şiir kitabı, üç beş uzun yol hüznü.

geniş bir zaman aralığından
iklimler taşıyacaktık geleceğe
sen sesini salıvermeseydin
sahipsiz bir ordu gibi beşinci kattan.

boşlukta kalbine mi tutunur insan
unutabilir mi adını yarı yolda
öznesi olmayan bir hayata armağan.

seninle yolculuklara çıkacaktık
yanımıza kendimizden bir şeyler alıp;
harita, fotoğraf makinesi, lazım olur diye çakı
kimbilir belki kol saati bir de.

Tozan Alkan

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Nisan 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Güzel Türkçe Şiiri

Yalnızlıktan bakınca kalbin neye mi benziyor
uykudan yeni kalkmış bir nar ağacına
yalnızlıktan bakınca kalbin yaralı bir nar
tanesi taşıyor hep, hiç durmadan aşka

içe kapanık bir zarf, dışa dönük bir mektup
gibi kalemlerden geldin, kağıtlardan geldin
yırtıcı tende arzu, evvel zamanda tutsak
gizli bir tarih gibi geldin gençken bir vakit

hep bir yerlerden geldin, yazlardan, iklimlerden
çekingen, hırpalanmış; hatıralardan sürgün
gidilmemiş masalar kadar kurak ve kırgın
bir yalnızlıktan bakınca içine harflerin

düştüğü kör kuyudan, geldin, türkçe güzeldir
güzeldir kelimeler, cümleler umrumda değil
gövden umrumda elbet, çocukların yaslandığı
isyanın umrumda değil, yalnızlıktan bakınca

kalbin neye mi benziyor, kalbin belli değil hiç

Tozan Alkan

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Nisan 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: