RSS

Etiket arşivi: Enis Akın

Kaç, Kurtul Benden

beni mutfak sandalyesine bağlıyorsun
sesi tanrılardan çalıp sana getirmem için

dışardan martıların seslerini yakalıyorum
sadece sen, ben, bugün var. 
sadece sen, ben, bugün vardı.

ben
yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için yaşlanıyorum
bugün, herkesin orospusu
ve sen, şiir sevmiyorsun

çıplak baldırımın üzerinde kırmızı kayış
mesela ben senin yalnızlığını sevecekmişim

şimdi kış
mezarların üzerinden soğuk rüzgârlar esiyor

gözlerin yaşlı bir tren gibi yavaşlarken
yakalıyorum seslerini: gıcırtılar, gıcırtılar

sabah erken, sen tanıdığım en güzel gülen sarhoşsun
ve şiir sevmiyorsun

altımızdaki sandalye giderek yabancı bir lisandan konuşuyor
şekspir bakılmak istiyor
kapıyı onun için aralık bırakıyoruz

yokluğunu büyütmeye hazırlanırken yıldızlar
ve işte bak düşüyoruz ne iyi ne iyi

yık gözlerini
kır kulaklarını
öteler dışarda kalsın

çünkü şiir sevmiyosun
bir babanın arkasında bir bıçak gibi kendine sakladığı kız

bıraksalar
götürürdüm seni ölünce piyanoların gittiği yere
ağzında sakız

ama bizi bulduklarında
terini bıçak kullanarak ayırmalılar terimden
bak

başka kimin var
ölene kadar akordeon çalacak

kılıcımı havaya kaldırıyorum
şimdi yırtıcı bir hayvan
gibi zıplayacak gitarın sesi gizlendiği yerden

yine de sen şiir sevmeyeceksin hiçbir zaman
aslında kimse sevişemiyor eminim

zaten sevişmeyecektik ki
yemin ederim sadece incitecektik
birbirimizi en ikinci yerlerimizden

ben senin yalnızlığını sevdim, sevdikçe azalttım
yağmuru dinliyorsun, yağmuru dinliyossun
ama şiir sevmiyorsun

aslında öbürleri de sevmiyor eminim
kaçtın, kurtulanlara katıldın sevilmekten

martılar
tren yavaşlar
altımızda sandalye camda yağmur

hepsi tek tek şarkıya katılıyor
sadece sen, ben, bugün vardı
sadece sen, ben, bugün vardık

sen
haklılığıma kavuşmak için başladığım bir sarhoştun

ben, seni görür görmez ayrıldım
bugün, hepimizin orospusu
şekspirin bakılmak istediğini herkes biliyordu

yarın hava bulutlu olacak dedin
sustum, yarın yoktu
ve sen şiir sevmiyordun

Enis Akınsiir

 
Yorum yapın

Yazan: 22 Nisan 2015 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

On Derste Birisi Ölünce Ne Yapmak Gerekir

1: ve içerki odaya koş
yatağın üstünde zıplamaya başla
bağır ki o yok artık
dünyadaki bütün gözyaşlarıyla beraber gitti

2: ölüm benim neyimdir
adamın biri olarak
en sevdiğim ön koltuk minübüs yolcusu
“bir edirnekapı uzatır mısınız”
matematik bilen biri
o yüzden mi hep üşürdü elleri

3: dünyaya yenilmenin de vahşi bir tadı var
uygun adam olmanın ve bir gece ayakta ölmenin

4: oğluyla vedalaştırılmamış bir adam mı ölür
yoksa bir “ulan tonton yanak” efsanesi mi aniden

5: bu solmuş çiçeklerin altında kimse yaşayamaz
gösterişli yırtılmalar bundan böyle bir beden bol gelsin
cüzdanında iki yaprak glayöl taşıyan bir çocuğa
“-niye?” “-ne niye?”

6: peki hanginiz vidalayacak beni bu dünyaya
bu ölüme bu matematiğe?

7: taşa saplı bir kılıcı kanırtmak gerekir

8: ölüm oyunu bıraktı
“saklambaç oynayan kaleyemumdiksin”
burnu yerine ölümü karıştıran bir çocuk
kelime oyunu sandı arkadaşları

9: geri geri zıplayan zaman, bütün bunları ezberle
dur durak bil ve hatırlan,
şiire yol aç:
annem seni istiyordu
sen beni iste-
miyordun
5imde vardın da
neden 15imde yoktun
o kadar hızlı geçmeseydin
belki duyardın dediğimi
“seni özleyebilir miyim
baba
baba
baba”

10: ben bugün babamdan öldüm
bunu bana on gün söylemediler
oğlum doğana kadar tuttum ağlamamı
şimdi ne zaman uzanıp oğlumu öpsem
alnıma sakalları batıyor babamın

Enis Akın

 

Etiketler:

Kötüler Hep Kazanır

bir kadın gözlerini gizlemeye karar vermişse
korkunçtur, bütün gıcırtılarından yataklar durur.
ne zaman bir çim kokusu
konuşmaya karar vermişse belânın dilinden
katanalar arka ayakları üzerinde zıplar durur.
nerede gözlerini yere indirmişse bir kadın
ve siyah saçları yanlarına düşmüş
bir çim uğultusu
başlar titremeye derinden ve bu
bu susması sarssıllann koltukları tribünlerin
bu bir virüs tarafından ele geçmesi bir bedenin.
konuşmaya karar vermişse bir yağma
boşalmaların dininden
bu kadar olur.
bir vapuru iskeleye bağlayan ipler bir bir atarken
ve açık susunca nasıl korkunç bir sessizlik olur.
korkunçtur, hedefini bulamamış on bir adam
yenilgisini öpmeye eğilir en ağzından.
terli bacakların ucundan ters güllerdir krampon
eksik dişleriyle.

yenilmekle
ve bir kadının gözlerini bir köşede bırakmasıyla
başa çıkmayı beceremeyen bir dünyaya
ayakta durmaya karar vermişse
on bir adam
çağlar bütün kılıklarını atmış durur
ve sonuncusunu soyunmaya birazdan.
çok eski bir zamandan uzayan saçlar çözüldü.
fabrika düdüğü ötmeye hazırlanıyor.
siyah giysiler içinde bir adam saatine bakıyor.
en büyükler ve başka en büyükler
ve sevinmeye zaman bulamamış büyükler ve
ve en
sadece en ve kötüler
hakedecekse kötülüklerini ve ve
ve bir kadın gözlerini gizlemeye karar vermişse
en azından
ve kaşları kara
bir golden başka kaybedecek bir şeyi olmayan bu bu
bu adamların sevinmesi korkunçtur, bu bu
bu kadınların memeleri korkunçtur o zaman, o zaman, o
zaman korkunçtur, bir babanın sarssıla sarssıla ağladığı.

siyahlı adam elini havaya kaldırdı
hep susmaya ezberletilmiş bir hayat geriniyor
artık almıyor kavanozlar
bir yağmur, çatlakları doldurmaya
maç, başladı

Enis Akın

 
Yorum yapın

Yazan: 20 Eylül 2012 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: