RSS

Etiket arşivi: Osip Mandelstam

Yalnızca Çocuk Kitapları Okumak

Yalnızca çocuk kitapları okumak,
Yalnızca çocuksu düşüncelere kapılmak,
Yetişkinlere özgü ne varsa uzaklaşmak,
Sonra tüm acılarından yeniden doğmak.

Ölesiye yoruldum ben bu hayattan,
Hiçbir nimeti kabulüm değil gayrı,
Ama hâlâ seviyorum şu dünyayı,
Başka bir dünyam yok, belki ondan.

Şimdi uzak bir bahçede kendi kendime
Basit, ahşap bir salıncakta sallandığımı,
O yüksek kayınları, o orman karanlığını
Puslu hatıralar içinden seçiyorum yine.

Osip Mandelstam
Çeviri: newalaqasabacocuk-kitaplari

 
 

Etiketler:

Adejda Mandelstam’ın Ossip Mandelstam’a Son Mektubu

Yerine varamayan bir mektup
iki yaprak samanlı kağıda yazılmış
belki de bir rüzgara, uykunun sınırlarında
milyonlarca kadının Türk, Fransız, Rus, Alman,
kocalarına, oğullarına, kardeşlerine, babalarına
yazdıkları milyonlarca mektuplardan.
Gönderilemedi ama bu mektup
iki yaprak samanlı kağıda yazılan
tam otuz yıl bekledi
bir sandık köşesinde
arasında öteki kağıtların
şimdi yer alıyor son sayfalarında
Nadejda imzalı bir kitabın:

                                                         22 Ekim 1938
(“Ossia, sevgilim, uzak dostum benim!
sözcükler uçup gidiyor sevgilim,
yazarken belki de hiç okuyamayacağın bu mektubu,
ama ben boşluğa postalayacağım gene de onu.
Hatırlıyor musun Ossia çocuk hayatımızı
nasıl da mutluyduk, sen ve ben!
Kavgalarımız, oyunlarımız ve aşkımızla!
Şimdi gökyüzüne bakmıyorum artık,
bir bulut görsem gösterecek kimim var?
Hatırlıyor musun Ossia, o kara ekmeği,
katıksız yediğimiz,
nasıl da güzeldi, bir mucize;

ve son kışımızı Voronej’de,
mutlu yoksulluğumuzu ve şiirimiz?

Hayat uzun Ossia, sevgilim!
Sonsuz uzun ve güç, engebeli,
tek başına ölmek,
yalnız ölmek.

Her gece düşüme giriyorsun,
ne olduğunu soruyorum sana,
cevap vermiyorsun.
Son düşüm de şu:
Yiyecek alıyormuşum kirli bir dükkandan,
çevremde karanlık yüzler, yabancılar,
parayı verip yiyecekleri alıyorum
ama birden anlıyorum ki
dayanılmaz bir acıyla,
götürecek bir yerim yok bunları
çünkü sen yoksun
ve bilemiyorum artık nerede olduğunu.
Nerdesin Ossia?

Uyanınca,
“Ossia öldü,” dedim, Şura’ya,
bilemiyorum hayatta mısın hala
ama o günden sonra yitirdim izini
bilmem ki duyacak mısın beni?

Bir bilsen seni ne çok sevdiğimi,
yeteri kadar vaktim olmadı, biliyorum,
seni nasıl sevdiğimi söylemeye
sadece “sen” diyorum,
hep yanımdasın, bir gömlek gibi,
hep yabanıl ve katı olan benim yanımda
doğru dürüst ağlayamayan benim yanımda
şimdi bak, ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum…
Benim, Nadia, sen neredesin? Elveda!
Nadia.“)

Adejda Mandelstam

1943 yılında öldü Osip Mandelstam
Sürgünde, Sibirya’da
okuyamadan Nadia’nın mektubunu.
Çoktan silinmişti zaten
telefon defterinden
adı, adresi ve numarası
ve yeri yoktu hiçbir kitapta.

Seviyorsanız eğer geç kalmayın sakın,
aşkınızı söylemeye!…
Telgraf çekin, telefon edin, mektup yazın,
uçaklara, trenlere, tüm taşıtlara binin,
koşun, arayın, bulun, haber gönderin, birine anlatın,
duvara yazın, ağaçlara kazıyın,
yani deneyin bütün olanakları,
hiç olmazsa iki yaprak samanlı kağıda yazın,
Nadejda Mandelstam’ın yaptığı gibi
ama sakın geç kalmayın aşkınızı söylemeye!..

Özdemir İnce

ossip-mandelstam
 
 

Etiketler: ,

Kimseye Bir Şey Söyleme

Kimseye bir şey söyleme.
Bütün gördüklerini unut,
kuşu, yaşlı kadını, kafesi
ve bütün ötekileri.

Yoksa titremeye başlarsın
ağzını açar açmaz
günün ilk aydınlığında
çam pürleri gibi.

Kulübedeki eşek arısını görürsün,
kalem kutusuyla mürekkep lekelerini
ya da o korudaki
toplamadığın böğürtlenleri.

Osip Mandelstam

 
 

Etiketler:

Işığın Örümcek Ağı

Işığın örümcek ağı içindeyim şimdi.
İnsanlar saçlarının bütün gölgeleriyle
ışığa, soluk mavi havaya, ekmeğe
ve Elbruz’un doruğundaki kara hasretler.

Ve kimseler yok bana yol gösterecek.
Tek başıma neyi arayabilirim?
Gözyaşı döken bu parlak taşlar
bizim dağlardan değil.

İnsanlar kendi gizleri olacak
ve onları sonsuza dek uyanık tutup
soluğunun parlak saçlı dalgasında yıkayacak
şiire hasretler.

Osip Mandelstam

 
 

Etiketler:

Hâlâ Yaşıyorsun

Hâlâ yaşıyorsun, yalnız değilsin daha –
o hâlâ yanında, bomboş elleriyle
ve bir sevinç ulaşıyor ikinize de
geniş ovalardan, sislerin, açlığın,
uçuşan karların içinden.

Zengin yoksulluk, görkemli züğürtlük!
Rahat yaşa böylece, huzur içinde.
Kutsanmış günler bunlar, kutsanmış geceler
ve emeğin şakıyan erinci, günahsız.

Ne yazık o insan ki, kaçar gölgesindeki
köpekten ve dizlerini rüzgâr biçer,
ve ne yoksuldur o insan ki,
hayatın paçavrasıyla bir gölgeye el açar.

Osip Mandelstam

 
 

Etiketler: