RSS

Etiket arşivi: Hatâyî

Ey Hatâyî ondan özge kimseye yohdır ümid

Yazmışem bu rikanı ol yare göndermek gerek
Zar-i ahvâlim menim dildare göndermek gerek

Lâlinizden câm-ı mey bir kimseye virmek neden
Leblerin şerbetleri bimâre göndermek gerek

Kaşların mihrabına çoh secde-i şükr eylerem
Şeyh Sanan tek meni zünnâre göndermek gerek

Çün tecelli nurını görmek temenna eylerem
Şimdi Mansur’em meni bir dâre göndermek gerek

Ey Hatâyî ondan özge kimseye yohdır ümid
Nâle-i zarım menem ol yâre göndermek gerek

Hatâyî

 
 

Etiketler:

Ey gönül kûyinde me’va kıldığun ya’ni ki ne

Ey gönül kûyinde me’va kıldığun ya’ni ki ne
İtlerin kûyinde gavga kıldığun ya’ni ki ne

Sakin olmag Kâbe-i kûyinde yeğdir dil-berün
Her gerekmez yere perva kıldığun ya’ni ki ne

Kanlu yaşımnı yüzüm üste revân idüb müdâm
Râz-ı pinhânım hüveydâ kıldığun ya’ni ki ne

Gönlini kıldın müşevveş bir tükenmez fikr ilen
Bu perişan zülfü sevda kıldığun ya’ni ki ne

Eşk-i hunin bahre döndi çeşmesinden çeşmümün
Su-be-su yaşumnı derya kıldığun ya’ni ki ne

Vechün eyyamında bu baht-ı siyahumun şehâ
Nisbetini leyl-i yelda kıldığun ya’ni ki ne

Her dem ey Leyli nigârım bendeni Mecnun teki
Vâlih ü gamgin ü şeyda kıldığun ya’ni ki ne

İstedüm kûyinde can virem şehâ tehir idüp
İnne emhalhüm rüveydâ kıldığun ya’ni ki ne

Hâk-i pâyinde meni ednâdân ednâ eyleyib
Özini âlâdan âlâ kıldığun ya’ni ki ne

Öldürem dirdün bugün danla meni çıhdun hilaf
Bilmezem imruz u ferda kıldığun ya’ni ki ne

Levh-i dilde bile teskin dapmış iken gamları
Bir dahi yanlışdan inşâ kıldığun ya’ni ki ne

Çünki rahmun yoh mezarım üstine bir daş idüb
Ey vefasız ânı tuğra kıldığun ya’ni ki ne

Gül yüzün evrakını gülşende handan eyleyüp
Bülbül-i mahzuni güya kıldığun ya’ni ki ne

Asmağ içün canumı bir kıl ilen ey nev-nihal
Serv tek kaddüni peyda kıldığun ya’ni ki ne

Çünki dilden yoh durur meylün men-i dil-hasteye
Merhaba ehlen ve swhlâ kıldığun ya’ni ki ne

Çak idüb gün tek giribanunı her dem gözine
Sûbh-dem yüzüni peyda kıldığun ya’ni ki ne

Çünki devr itmez ayağı meclis-i uşşak-arâ
Leblerin câm-ı musaffa kıldığun ya’ni ki ne

Kudretidür sâni’-i pâkin ana insan dime
Sen anı manend-i eşya kıldığun ya’ni ki ne

Leyli zülfinin hayali ışk ilen Mecnun teki
Meskenünü kûh û sahra kıldığun ya’ni ki ne

Secde kılmağçün dilersen kaşları mihrabını
Özini sen ehl-i takva kıldığun ya’ni ki ne

Validinin ma’nisin yâd eyleyib her dem-be-dem
Cahidü lafzında ifna kıldığun ya’ni ki ne

Ayağı tozında ol serv-i revanın ey gönül
Virmek içün can müheyya kılduğun ya’ni ki ne

Sidre birlen müntehaya kadrini teşbih idib
Kadrini ve’t tûr-i Sina kıldığun ya’ni ki ne

İster idim kurtulam geldikçe bir bir gussadan
Gün-be-gün derdüm müsennâ kılduğun ya’ni ki ne

İşigünde bî-nevâya iltifatun kem kılub
Hüsn ilen özüni garra kıldığun ya’ni ki ne

Ey Hatayi hâk ilen yeksan olıb ol mah içün
Azm-i sevda-yı Süreyya kıldığun ya’ni ki ne

Hatâyî

 
 

Etiketler:

Tâ ki düştüm hecrine gönlüm figana başlar

158
Ey ki yoktan bu cihânı var eden Perverdigâr
Yeri sâbit gökleri devvâr eden Perverdigâr
Küntükenzen âyeti vâsfmda olmuştur nüzûl
Varlığına Künfekân ikrâr eden Perverdigâr
Cümle bu âlemde sen günden dahi zâhir iken
Dilde dâim adını Settâr eden Perverdigâr
Mü’mine mesken kılubdur bâğ-ı cennât-ı naim
Münkire kâfir makamın nâr eden Perverdigâr
Cümle eşyâlar gözün der hâb ettin giceler
Gökte kevkebler gözün bîdâr eden Perverdigâr
Üşte doğdu ay ü gün hem gölge saldı âlerne
Künfekânın sırrını izhâr eden Perverdigâr
Mısr içinde Yûsuf’u bir kul iken sultân edüb
Derd ile Ya’kub’ımu bîdâr eden Perverdigâr
Yunus’u derya içinde unutturan bir balığa
Âteşi İbrahim’e gülzâr eden Perverdigâr
Bir kulunu zâr edüb hışm ile fin-nâr-ıs-sekar
Bir kulunu mahrem-i esrâr eden Perverdigâr
Yağdıran deryâya gökten âb-ı nîsan yağmurun
Katresinden lü’lü-i şehvâr eden Perverdigâr
Enbiyâlar cem’ine yazdırdı a’lâ mertebe
Mustafâ’yı cümleden muhtâr eden Perverdigâr
On iki ma’sûm imamı piş eden keramete
Murtezâ’yı Hayder-i Kerrâr eden Perverdigâr
Lûtf ile ahvâline kılgıl Hatâyî’nin nazar
Aşk içinde vâlih-i dîdâr eden Perverdigâr

159
Tâ ki düştüm hecrine gönlüm figana başlar
Geldi âbımdan heman feryâda dağ u taşlar
Hüsnünü yâd eylesem ey sery boylu dilberim
Firkatinden çeşme tek akar gözümden yaşlar
Mihr-i rûyin serbeser sihrile tuttu âlemi
Fitne vü gavgaya saldı sol gözile kaşlar
Aşka dil verdik deyu cevr etme zâhit gel bana
Can verir ma’şûka dâim âşık-ı kallâşlar
Nâsıhâ ayb etme gel miskin Hatâyı şi’rine
Çün Hak’a ma’lûmdur gönlünde sim fâşlar

160
Gitmesün aşkın ki bir genc-i nihân elden gider
Bil ki sen gitsen yanımdan tende cân elden gider
Gaib oldu gün yüzün çeşmimden ey rûh-i revan
Korkaram ki sünbül-i anber feşân elden gider
Candan oldum ey perîveş mihnetinden Tanriçün
Kıl terahhum ki bu cism-i nâtüvâri elden gider
Âhım od’undan kim oldu yer ü gök zîr ü zeber
îhtiyât et ki zemîn ü âsmân elden gider
Men yamân etsem niçe sen yahşilik kıl ey azîz
Nesne kalmaz dünyede yahşi yaman elden gider
Basma sen her yere kim bir dem kadem tutmaz karâr
Mesken ile çün müşerreftir mekân elden gider
Bu Hatâyı ey sanem bir dem cemâlin görmese
Tâkat etmez vâh ey rûh-i revan elden gider

Hatâyî (Şah İsmail Safevî)divan-edebiyati

 
Yorum yapın

Yazan: 25 Haziran 2017 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: