RSS

Etiket arşivi: Turgay Özen

ism-i azam

cennetin kapısında
bir kelime

ağaçların hızı ile
kâğıdın üzerinde
ilk harf

sesi duyulmuyor
kalem
in

güneş tepemizde
bahçede
sükûnet

ilk isim
kendim
in

hatırlayamıyorum

cennet
in
kapısında

ismimi

(diyorlar ki
hep
aynı şeyi
yazıyorsun

isim
kelime
cennet
in
kapısı

gidilecek
başka bir yer
var
sanki

inanan
için

var mı

cennet
in
kapısında

bekliyorum

melekleri

hangi isimle
çağırmalıyım
onları

ismin kendisi

bir varlık alanı mi

içine
girilince

cennetin

(bir daha
yazma

ismi

cennet
in
kapısı
söz müdür

önce
söz mü
vardı

cennet
ten
önce

söz mü
vardı

(dışında
cennet
in
cehennem
ateşi
hep
yanar mıydı

ateş
in
içine
düşünce
hangi isim
söylenince
insan
yanmazdı

cennet
in
kapısında
söz
unutulunca
ateş
yakar mıydı

(dünya ile uğraşmaz
şiir

yazının ötesinde bekler
söz

ne yazılırsa
o anın içinde
bir kelebek
ölür

sözün içinde
kalbin
sırrı
vardır

yazıdan önce

sır
vardır

cennetin kapısı
ne yazıldıysa şimdiye dek
bütün o yazılara
kapalıdır

yazının ihtiyacı olan
kalbî hayat
cennetin kapısında
terk edilir

kalbe gerek kalmaz
cennette

kalb insanı cennete ulaştıran
isimlerin cem evidir

camidir kalb

bütün isimler
saf tutar
kalbin
içinde

cennette
ağaçların hızı ile
düşünürsün

kanın
hızı
terk edilir
cennette

ateş söner
nur
tamamlanır
kelimeler
ölür

ism-i azam
sana
görünür

cennet
in
kapısı
senin
arkandan
kapanır

içerdesindir artık

turgay özen

Rahmimin Ardından

Sevgili Rahmim bugün Rabbine kavuştu. Bir çocuk gibi, uykusu gelmiş yorgun bir çocuk gibi kollarını O’na uzattı ve beni kucağına al dedi. Uyudu, uyanmadı. Seslendiler, cevap vermedi. Omuzlarından sarstılar, inledi, uyanmadı. 

İnsanları bilmem ama çocukları çok sevdi, hep sevdi. Koşulsuz, şartsız. Kızıma “kızım” demesi, “onlar bizim küçük annelerimiz” demesi gözümün önünde. 

Rabbine söyleyeceği çok şey vardır. Belki de son yıllarda içine kapanıp sustuğu gibi O’nun da karşısında susacak “Rabbim!”, diyecek “Rabbim!” Kelimeler boğazına düğümlenip bu dünyada şahit olmadığım gözyaşları ile Rabbiyle konuşacak. Bu dünyada görüp incindiği şeyleri O’na anlatacak. Bilhassa dindar olduğunu iddia eden insanların yaptığı haksızlıkları, helal-haram ayırmadan yaşayanları. 

Rabbinin bize şahdamarımızdan yakın olduğunu bilenlerdendi Rahmi. Onu orada çok sevdiği çocuklar karşılayacak. Tüm çocuklar onun evladıydı. Bu dünyada baba olamamış alması bunu değiştirmiyor. Onlara orada oyunlarında eşlik edecek. 

Rabbim, onu cennetinde ağırla, yorgunluklarını gider, bu dünyadaki hüznünü unuttur. Dünyayı unuttur. Geldiğim için çok mutluyum dedirt ona.

 Onun iyiliğine, güzel hasletlerine, cömertliğine, zalime ve cehalete tahammülsüzlüğüne şahidiz Ya Rabbi. Onunla hayatımı güzelleştirdiğin için Sana hamd ediyorum. 

Annesine, kardeşlerine, yeğenlerine ve bu dünyada onu tanıyıp sevenlerine sabır ver. Onunla Cennetinde tekrar buluşmayı bizlere nasip et Ya Rabbi. “Sen koru, Sen gözet”. Artik o Senin bize vadettiğin ebedi aleminde.

“Her nefis ölümü tadacaktır ve dönüşümüz Sanadır”. 

“Bize düşen güzelce sabretmektir.”

Bizlere de hayırla anılacak bir ömür nasip et Allahım…

Mekanın Cennet olsun güzel kardeşim.

12 temmuz 2023

 
Yorum yapın

Yazan: 12 Temmuz 2023 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

harf sürüleri dağılmadan gel

ağaca sarıldım
bekliyorum
gelecek
misin

önce meşe ağacına
sarıldım
sonra
selvi
söğüt
ılgın
ve denizin sesi

bıraktım hepsini
tepelere
çıktım
rüzgâr daha yukarılara
sürükledi
beni

o en yalnız ağacı
buldum
hasretle
sarıldım
ona
ağladım
seni düşündüm

gelecek
misin

ey denizlerin sırrı
açan sarı lalelerin
ıtırların
dağ başındaki
kardelenlerin
ve
gülün
kanımda açan gülün
sırrı

senin hediyen
benim

gelecek
misin

ağaca sarıldım
bekliyorum

hava kararıyor
uzakta
bir dağ köyünde
akşam ezanı
okuyor
ney sesli bir çocuk

o ağacın altında
namaza
duruyorum

alnım toprağın üzerinde
dua ediyorum

ey sevgili

gelecek
misin

rüzgâr yüzümde geziniyor şimdi
hafifçe
ışıklı
bir el gibi
yüzüme
dokunmasıyla
gözlerimden aşağıya
berrak
pınarlar
boşalıyor

toprağın üzerinde
otururken buluyorum
kendimi
namaz bitmiş
ve
yanımda
gözleri ışıl ışıl
bir
çocuk
bana
bakıyor

ellerinde tuttuğu
içi süt dolu
temiz
bir
kabı
uzatıyor usulca

içmemi işaret ediyor
gülümseyerek
ve
hiç beklemeden
geri geri giderek
otların arasında
kayboluyor

ey sevgili

şimdi
burada
bu ıssız coğrafyada
kelimelerimle
seni
bekliyorum

gelecek
misin

harf sürüleri
ile
geliyor
kağıtlar

ve benim kalemimle
ağaçlara
sarılıyorlar

yaz diyorlar
bana
yaz

yoksa dağılacak
bu
harf
sürüleri
ve
hiç
kimse
birbirini
anlayamayacak

kelimeler
kaybolacak

bu sürü
bir daha
bir
araya
toplanamayacak

ey sevgili
sen
gelmezsen

bu kelimelere
kim
çobanlık
yapacak

şimdi
o dağın başında
tek
ağacın
altında
seni bekleyen bir çocuk var

gelecek misin

ey sevgili

gelecek
misin

turgay özen

Beyaz Özel-Dağlarca Şubat 2009
Hayykitapbeklemek

 
2 Yorum

Yazan: 04 Ağustos 2015 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler: