RSS

Etiket arşivi: Nurettin Özdemir

İstanbul Sabahı

Bu aydınlık, bakışlarının güneşe vurmasıdır.
Bunlar saç değil, sarı güllerin savrulmasıdır.

Ne bahar, ne sonsuz mavilik, zamanı güzel kılan,
Kalbimin ansızın gözlerine vurulmasıdır.

Garip telaş.. uçarı gönül.. hülyalı saatler.. hepsi boş!
Özlenen, bir sualin bir bakışta sorulmasıdır.

Bu, fırtınadan arta kalmış beyaz köpükler,
İçimdeki çılgın denizlerin durulmasıdır.

Asıl çekilmez olan hayatın yükü değil,
İnsanın bir amansız koşuda yorulmasıdır.

Nurettin Özdemirinsani-yoran

 

Etiketler:

Yetim İstanbul

‘Çocukluğa, küçük şehirlere, ilk aşka, senin gidişine
ve İstanbul şehrinin yetimliğine dair…’

Bir zümrüt masaldı çocukluğumuz;
Bembeyaz çiçekler söylerdi onu.
Nedir, bilir misin unuttuğumuz?
Ömrün başlangıcı, masalın sonu.

Acısı duyulur bir yerimizde,
Küçük şehirleri hatırlamanın.
Bir sır gibi yaşar gözlerimizde,
Buğulu rüyası geçmiş zamanın.

Duaların narin yapraklarında,
Tanrı’nın yüzüne bakmadığı kul.
Bir ayet gibidir dudaklarımda,
Sen gidersen yetim kalır İstanbul.

Seninle güzeldi kubbeler şehri.
Senin yüzün kadar büyülü seher;
Boğaz, sahil boyu, firuze nehri
Ve garip rüyalar içinde sefer.

Uzakta Küçüksu, Kandilli, Hisar.
Kimsesiz yollarda ayak seslerin.
Bana gülümsüyor, asırlık çınar
Dalları içinden mavi gözlerin.

Aşkın sahilinde böldük nasibi.
Yollar ölesiye bekler gölgeni.
Suyun ve toprağın sarışı gibi,
Şimdi bir başkalık sarıyor beni.

Ay, sarmaşıklardan gülmüyor artık;
Işıklar düşmüyor sulara pul pul.
Şimdi yollarımın hepsi karanlık.
Şimdi her şeyiyle yetim İstanbul!

Nurettin Özdemiristanbul-siirleri

 

Etiketler:

Bir Yağmur Sonrası

-Fethi Gemuhluoğlu’na

‘Kalbim uçurumlarda açan çiçek.
O kadın bu kalbi nerden bilecek? ‘
Şinasi Özdenoğlu

Kalbim! .. O şarkıyı unutmadın mı?
Dinmedi mi hala o eski ağrı?
Bir küçük şehirde başlayan şarkı…
Özlediğin yalnız o şen kadın mı?
Kalbim! .. O şarkıyı unutmadın mı?

Hafızamda gece bitmek üzeredir.
Hatıralar bile şimdi çok uzak.
Kalbim, sonsuzluğun aynasına bak! ..
Bu garip ve çılgın heyecan nedir?
Hafızamda gece bitmek üzeredir.

Çocukluğun o şen dünyasındayız.
Ölümü tahayyül acayip ve zor.
Bir garip rüyada gibi yaşıyor,
Vişne dallarında arzularımız.
Çocukluğun o şen dünyasındayız.

Baharı, yaprağı, çiçeği düşün!
Düşün ki hayatta her aşk güzeldir.
Ölüm yalnızlığı getiren eldir.
Sırrını bilirsin bu son öpüşün.
Baharı, yaprağı, çiçeği düşün.

Artık beklediğim bir şey kalmadı,
Gözlerinin mavi güzelliğinden.
Kalbim, bu kıyıda bir parça dinlen
Ve unut ömründe en güzel adı!
Artık beklediğim bir şey kalmadı.

Kalbim, o şarkıyı hatırlama hiç!
O kadın girmesin rüyalarına.
Çimen tazeliği hülyalarına,
Karışmasın artık o eski sevinç.
Kalbim, o şarkıyı hatırlama hiç.

Bir yağmur sonrası hali var bende.
Gün vurmuş içimde yatan dağlara.
Öyle mahzun bakma mor dalgalara.
Aydınlanır garip dünyam neşende.
Bir yağmur sonrası hali var bende.

İçimde bereket, içimde huzur,
İçimde şafağın aydınlıkları…
Kalbim, n’olur terket karanlıkları!
Götürür Tanrı’ya bizi bu yağmur.
içimde bereket, içimde huzur.

Geçmiş geceleri düşünme sakın!
Boy ver aşkın sıcak iklimlerinde.
Kalbim, işte her şey yerli yerinde!
Yeni bir şafakla gelecek yarın.
Geçmiş geceleri düşünme sakın!

Yeni bir ışıkla bitiyor gece.
Yeni bir şarkıyı söylüyor toprak.
Ne düştün yollara böyle yalın ayak?
Nedir seni deli eden düşünce?
Yeni bir ışıkla bitiyor gece.

Kurtul dünyasından hatıraların!
Hasat mevsimini yaşıyor ömrüm.
Çocuk dudağında sıcak tebessüm
Ve senin Tanrı’ya yalvarmaların…
Kurtul dünyasından hatıraların!

Belki şarkıların en güzeli bu.
Bahar güneşinde yıkanmış, ılık,
Bir temmuz sabahı gibi aydınlık,
Gözbebeklerinde aşkın buğusu…
Belki şarkıların en güzeli bu.

İçimde bereket, içimde huzur,
İçimde şafağın aydınlıkları…
Kalbim terk ediyor karanlıkları.
Geliyor dünyama saadet ve nur.
içimde bereket, içimde huzur.

Nurettin Özdemirnurettin-ozdemir-siirleri

 
 

Etiketler:

Yalnızlık Hülyaları

I
Sen çocuktun ve o şehir küçüktü.
Vişne dallarında arzularımız,
Alnımıza konan bir öpücüktü.

Rüyasını bile göremediğim
Bahçelerin yıkık duvarlarından
Eğildiğin sular, köpük köpüktü.

II
Bilmem böyle mahzun düşündüğüm ne?
Gurbet akşamları kirpiklerime
Bulutlar dokunup geçiyor gibi.

O zümrüt masalı unutmuşum ben.
Gözlerinin garip güzelliğinden
Sular çalıvermiş güzelliğini.

III
Bu tenha yolların beklediği kim?
Bir şeyler getirir gibi her mevsim
Unuttuğum şehrin bahçelerinden.

Elbet hatırlarsın garipliğimi
Sesimi duyarsan bir akşamüstü
Yetim İstanbul’un kubbelerinden.

IV
Çiçekler söylüyor son şarkımızı.
Arzular vişneler kadar kırmızı,
Umutlar dalların yeşilliğinde.

Seslerden, renklerden ve kokulardan,
Bir dönüş gibisin eski yollardan
Sonbaharın altın serinliğinde.

Nurettin Özdemir

 
Yorum yapın

Yazan: 06 Mayıs 2013 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

İstanbul Bildiğin Gibi

‘Sevilen daima düşünülür.’

I
İstanbul bildiğin gibi,
‘Boğaz’ maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür…

Kıyılar yorgun amma,
Sular gene hovarda.

Gene bahçeli kahvede
Bizim plaklar çalınır.
‘Aznif’ oynayan çocuklar,
Her nağmeden efkarlanır.
Her nağme hüzün taşır.
Her nağme hasret dolu.
Her nağmedeki hasret
Kırar kanadı-kolu.
Taşlar unutulur elde
Ve bir şarkı dillerde:
‘Turna gelmez diyardan.
Haber çıkmadı yardan.’
Partiler gider gelir,
Plaklar tazelenir,
Ve sırasıyla o yerde,
Bizim şarkılar söylenir.
Beni de efkar basar;
Ben de mahzunlaşırım.
El-alem bilmese de
Sen iyi bilirsin ki;
Bu küçücük yürekte,
Ben de bir dert taşırım.

Bir dert, düşmandan uzak!
Bir dert, Allah’a yakın!
Bir dert perişan eder beni.
Bir dert ki; ‘Kara gözlüm,
Ne haldeyim, gör beni! ‘

II
İstanbul bildiğin gibi;
‘Boğaz’ maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür…
Gemiler hasret götürür.
Gemiler memnun halinden.
Yolculuk böyle, her giden
Bir şarkı yerleştirir,
Solan dudaklarına:
‘Yolculuk var yarına,
Sevenler diyarına.’

Yalnız mahzun benim gönlüm.
Dilimde aynı makamlar,
Aynı plaklar kahvede;
Aşk, ıstırap, gurbet, ölüm…
Ve bir iki yeni mısra
Tutturmuş söyler boyuna:
‘Dalım, yaprağım, çiçeğim.
Seni sevdim, seveceğim.’

III
İstanbul bildiğin gibi;
‘Boğaz’ maviliğine mavi,
Dalgalar hürlüğüne hür,
Dalgalar hırçın görünür,
Dalgalar kızgın bu akşam…

Gene içkili yerlerde,
Bizim şarkılar berdevam.
Bizim şarkılarda sevda,
Bizim şarkılarda hasret,
Ve bizim şarkılarda,
Bitip tükenmez ayrılık
Durmadan tekrarlanır:
‘Ne fena talihim var.
Kimi sevsem, el alır.’

Kadehler gelir gider;
Kafalar dumanlanır
Ve her dönen plakta,
Bir hatıra canlanır.
Sesler yayılır koya:
‘Derdimi anlatırım,
Issız geceler ay’a.’
Sen şarkılarda yaşarsın.
Şarkılar seni söylerken güzel.
Evde, sokakta, bahçede,
Dalda, yaprakta, çiçekte,
Sanki cümle güzellikte,
Cümle hayatta sen varsın.
Ve ben teselli bulurum,
Şarkıları dinleyerek:
‘Severim her güzeli,
Senden eserdir diyerek.’

Nurettin Özdemir

 

Etiketler: