RSS

Etiket arşivi: Edwin Muir

Sorgu

Yolun ötesine geçebilirdik, ama duraksadık,
Derken devriyeler geldi
Komutanları sorumlu ve kararlı,
Asık yüzlü ve kayıtsız öbürleri.
Beklerken sorgulama başladı. Her şeyin
Hemen açıklanması gerekiyormuş,
Kimmişiz, neciymişiz, nereden geliyormuşuz,
Amacımız neymiş, kimin adına,
Kime karşı çalışıyormuşuz.
Sorular, sorular.
Durup yanıtladık bütün gün;
Yolun öbür yanında, çitin ötesindeki
Aldırışsız âşıkları seyrettik
Bir başka yıldızda el ele dolaşan çiftleri,
Seslensek, bizi duyacak kadar bize yakın.
Yanıtlarımızı, davranışlarımızı
Seçecek durumda değiliz burada,
Az ötede aldırışsız âşıklar dolaşsa,
Kaygısız tarla çok yakınımızda da olsa.
Tam sınırdayız,
Nerdeyse tükendi dayanma gücümüz
Ve hâlâ sürüyor sorgulanmamız.

Edwin Muir

 
 

Etiketler:

Ölen Çocuk

Hem dost, hem düşman evren,
Doldurdum yıldızlarını keseme,
Veda, veda ediyorum sana.
Bırakıp bırakıp seni böyle
Gitmek bir mucize kuşkusuz,
Babamın söylediğine göre.

Sen öyle büyük, ben öyle küçüğüm ki :
Ben bir hiçim, sense her şey
Ben hiç olduğum için böyle,
Gidebilirim yoluma. Yükselmeden,
Düşmeden, çünkü hiç kımıldamazsam eğer,
İzim kalmaz gününde.

Bazı anılar kalır, diyorlar
Öteki yerde, yağmurda çimen
Toprakta ışık, denizde güneş,
Geçici bir iyilik, hayalet gibi bir yüz,
Ama kararıyor dünya. Bir yer yok
Ne kendisine, ne de hayaletine.

Baba, baba, korkuyorum bu havadan
O uzak yanından umarsızlığın,
O soğuk, soğuk yerden esen.
Hangi ev, hangi destek, hangi el?
Bakıyorum sonsuzluk hiçlikle dolu,
Ve şu koca yer yuvarlağı zayıflıyor, eskiyor.

Tut elimden, sıkı tut – ben değişiyorum!
Tut ki, elinde elim artık hiç değişmesin
Seninki değişse bile. Sen burada, ben orda,
El ele umarsız iki yaprak –
Bilmiyordum ölümün bu kadar garip olduğunu.

Edwin Muir

 

Etiketler:

Bir Ayağım Cennette

Bir ayağım cennette, durup
Bakıyorum karşı kıyıya.
Dünyada koca gün sona ermek üzere,
Ama ne garip ektiğimiz şu tarlalar
Sevginin ve nefretin tohumlarıyla.
Zamanın emeğine rahat vermiyor zaman,
Hiçbir şey ayıramıyor artık
Buğdayla burçağı yan yana biten.
Saplara sessizce dolanan
O süs otları; bunlar bizim işte.
Kötülükle iyilik yan yana
Hasadını toplayacağımız
Hayır ve günah tarlalarında.

Gene de cennetten sürüyor kök
Başlayan gün gibi tertemiz.
Zaman’toplayıp yemişlerini
Yakıyor o ilk yaprağı
Korkunun, acının biçiminde
Kış yollarında uçuşan.
Ama aç tarlayla kararmış ağaç
Çiçek açıyor bilinmeyen cennette.
Acının, iyiliğin tomurcukları
Yalnız bu karanlık tarlalarda açıyor.
Cennet nasıl bilebilir
Umudu ve inancı, acıma ve sevgiyi
Gömülü kalmışsa hep
Bellek buluncaya dek kendi definesini?
Cennette hiç bu garip mutluluklar
Yağmaz şu bulutlu göklerden.

Edwin Muir

 
 

Etiketler: