RSS

Etiket arşivi: Mehmet Başkak

Mehmet Başkak: Çocuklarınızı Korumanın En İyi Yolu, Çocuklarınızla Kaliteli Vakit Geçirmektir

Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, tehlikeli sanal oyunlarla başa çıkmak için beş yol öneriyor:

FARKINDA OLUN

Çocuklara cazip gelebilecek en son sosyal medya trendleri veya uygulamaları hakkında kendinizi eğitin. Öğretici kaynaklardan yararlanın. Mavi Balina, 48 Hour Challenge dahil bütün oyunlardan haberdar olun.

ÇOCUKLARINIZIN NE DİNLEDİĞİNİ VE İZLEDİĞİNİ TAKİP EDİN

Kapalı kapılar ardında çocuklarınızın ne dinlediğini ve izlediğini takip etmek zordur. Fakat şu da bir gerçek ki çocuklarınız ilk olarak sizi izliyor ve dinliyor. Sigara içiyorsanız bırakmanın bir yolunu bulun. Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesaplarında zaman geçiriyorsanız, çocuklarınızı aklınıza getirin ve bu huyunuzu bırakın.

ÇOCUKLARINIZLA SAKİNCE KONUŞUN

‘Bu tür oyunlar tehlikelidir’ veya ‘hayatını karatır’, tarzı yaklaşımlarla iletişime geçmeyin. Çocuklarınıza açık uçlu sorular sorun ve gerçekten söyleyeceklerini sonuna kadar dinleyin.

ANNE VE BABALARDAN OLUŞAN BİR AKADAŞ TAKIMI KURUN

Çocuklara ve gençlere ebeveynlik yapmak gerçekten zorlu bir iştir. Bu zorlu işle başa çıkmak bir omza, desteğe, ihtiyacınız olacaktır. Ayrıca arkadaş sayınız arttıkça, çocuklarınıza göz kulak olacak insan sayısı da artacaktır.

ONLARA VAKİT AYIRIN

Para kazanmak zorunda olan ebeveynler olarak hayatımızın çoğu meşgul bir şekilde geçiyor. Aile yemekleri, film geceleri, aile bisiklet gezintileri veya diğer düzenli aktivitelerle onlara zaman ayırdığınızdan emin olun. Arabada, telefonunuzu kırmızı ışıkta kontrol etmek yerine, onu kapatıp yere koyun. Bir konuşma başlatın veya bir soru sorun. Çocuklarınızın tutkuları hakkında konuşun. Onları heyecanlandıran şeyleri öğrenin. Bu göz kamaştırıcı anlar çocuklarınız için gerçekten önemlidir.

Mehmet Başkak

Mavi Balina, önce hipnoz ediyor sonra öldürüyor

SANAL HİPNOZLA BEYİNLERİNİ YIKIYORLAR

Çocuklar ebeveynlerinden yeterince sevgi ve ilgi alamadıklarında, kendilerinden intihar etmelerini isteyen zayıf bir ilgi olsa bile onlara ilgi gösteren herkese karşı savunmasız kalırlar.

Buradaki en önemli unsur, çocukların önce kabul edilebilir tekliflerle, daha doğrusu direktiflerle oyuna dahil edilmesi ve sonraki adımlarda her söyleneni yapmaya koşullayan bir sanal hipnoz sürecine sokulması. İlk sorular itaat etmeye eğilimli, sorgulamayan, bilişsel becerileri yeterince olgunlaşmamış çocukları seçmeye yönelik. İlk sorulardan sonra ise oyun üzerinden gittikçe derinleşen bir sanal hipnoz süreci oluşur. Burada aslında önemli olan oyun oynamak değil; oyunun, oyuncunun risk içeren emirleri sorgulamadan uygulamasına yönelik, kötü amaçlı telkinlerle kurgulanmış olması. Basit adımlardan, zor adımlara doğru gelişen bir süreç söz konusudur. Körpe zihinlerin kendilerini öldürmeyi dahi oyunun bir parçası gibi düşünmelerini sağlayan bir algı 50 adımda inşa edilir. Oyunda subliminal (bilinçaltına hitap eden telkinler) de kullanılıyor.

Çocuklar, sonuncusu intihar etmek olan kendilerinden istenen 50 görevi yaparken, beyinleri yıkanmış bir duruma gelir. Bu şekilde intihar etmeleri gerektiğine, çünkü öbür tarafta onları daha iyi bir hayatın beklediğine veya intihar etmezlerse başlarına ya da ailelerinin başına kötü bir şey geleceğine inandırılırlar.

Oyunun arkasındaki kişiler, ergenlerin zihinlerini olabildiğince savunmasız hale getirmek için çeşitli yöntemler kullanıyor. Oyunun yöneticileri, gençlerin akıllarını kontrol edebilmek için sofistike psikoloji yöntemleri kullanıyor. Kurbanlarını internette sosyal medya gruplarından seçiyorlar, en savunmasız gençleri seçip, seçilenleri özel bireyler olduklarına inandırıyorlar. Sonra onlara intihar görevini vermeden önce 50 gün boyunca liste tutuyorlar. Bu süre zarfında, kurbanlar, çeşitli sembolleri vücutlarına keserek çizip, yöneticiye bir resim veya video göstererek sadakatlerini kanıtlıyorlar. Gençleri sabahları 04:20’de uyandırarak gün boyu mantıklı kararlar almalarını engelliyorlar ve onları yoruyorlar. Gençlere korku filmleri, intihar ve imha sahneleri göstererek dünyanın giderek kötüleştiğine inandırıyorlar.

Kaybeden, yalnız hisseden, depresyondaki ve umutsuz gençler bu tür oyunlara karşı savunmasız kalıyor.

ÇOCUKLARINIZLA KALİTELİ VAKİT GEÇİRİN

Mavi Balina veya diğer tehlikeli oyunlardan çocuklarınızı korumanın en iyi yolu, çocuklarınızla kaliteli vakit geçirmektir. Çocuklarınızla ne kadar çok vakit geçirirseniz, çocuklarınızın Mavi Balina ve diğer tehlikelerden etkilenme ihtimalleri azalacaktır. Mavi Balina’yla daha önce karşılaşmamış olsalar bile, kendilerine zarar verme eğilimli olan çocuklar genel olarak ailelerinden ilgi görmediklerini hissediyorlar.

İlgi görmediğini düşünen, arkadaş edinmekte zorluk çeken, odalarına kapanıp ya bilgisayar başında ya da telefon başında saatler geçiren çocuklar sanal tehlikelere karşı savunmasız. Özellikle bu yapıdaki çocuklara karşı aileler daha dikkatli olmalı ve çocuklarla güvene dayalı bir paylaşım ilişkisini kurmalıdır.

Gençleri tiyatroya, sanata, spora yönlendirin. Böylece internette geçirecekleri vakit azalacaktır.

Ebeveynler çocuklarıyla konuşmalı ve kendi seçimlerini yapabileceklerini ve hayır demenin yollarını tartışabileceklerini vurgulamalıdır. Her şeyden önemlisi de onları yargılamamaya çalışın.

ÇOCUĞUNUZU AKRAN BASKISINDAN NASIL KORURSUNUZ?

Doğru zamanda çocuğunuzla konuşun. İlla ki bir tören şeklinde “konuşmamız gerekiyor” diyerek özel bir ortamı zorlamaya gerek yok, aynı ortamı paylaşmak, onun hoşlandığı bir şeyleri birlikte yaparak akışında bir sohbeti geliştirmek gerekiyor. Çocuğunuz bunun bir sorgulama değil bir konuşma olduğunu hissetmeli.

Konuşmak demek, sizin sürekli art arda nasihatleri sıralamanız anlamına gelmiyor, art arda kuralları, doğruyu yanlışı dikte etmek anlamına gelmiyor, ergenler bu tür durumlarda genellikle tepkisel olur ya da kendilerini kapatırlar. Onu dinleyin. Yalnızca onunla konuşmaktan kaçının. Endişelerini ve deneyimlerini dinleyin. Onun endişelerini anlayın. Yoksa kendini rahatsız eden şeylerden bahsetmeye isteksiz hale gelir. Ona ‘hayır’ demenin yollarını öğretin. Eğer hayır demekte zorlanırlarsa, çocuklarınıza her zaman gelip sizinle konuşabileceklerini söyleyin. Çocuğunuzla iletişim sorunları yaşıyorsanız bir uzmandan yardım alabilirsiniz.”

Mehmet Başkak

BUNLARI ÇOCUKLARINIZA ÖĞRETİN

Hipnoz Uzmanı Başkak, çocuk istismarı ve cinayetlerini önleyici tedbirleri 8 madde halinde şöyle sıraladı:

6-7 yaşlarına kadar bütün çocuklar ebeveynler tarafından  bilgilendirilmediği her konuda etkiye açıktır, maruz kaldığı her mesaj hipnotik telkin etkisinde ve ikna edicidir. Kötü niyetli büyüklere inanmaları an meselesidir.

Çocuklarla 3-4 yaşlarından başlayarak basit, net ve yaşlarına uygun bir dille bedenleri hakkında bilgi verilmeli; gerekirse konu hakkında uzmanlardan destek alınmalı.

Ebeveynlerinin yanında bir kez görmesi bile çocuğun, birinin sözlerine inanması için yeter sebeptir. “Güvenilir insan” olarak algılanan kişinin sözleri anında hipnoz etkisi gösterecektir. “Anne/babamızın izin vermediği her yer güvensiz ve her kişi yabancıdır” anlayışı çocuklara telkin edilmelidir.

Otorite figürüne karşı çocuklar zayıftır; büyük abi, abla, amca, öğretmen, komşu vs dahi olsa, anne/babanın izni olmaksızın çağrılan bir yere gitmemeleri, çocuğa öğretilmelidir. Aksi halde çocuk savunmasızıdır.

Çocuklar Oyuna karşı dirençsizdir ve oyun oynayan bir çocuğun zihni hipnoz durumundadır. Bedenin bir oyuncak olmadığı çocuğa öğretilmelidir. Bedendeki özel bölgelerin, özel olduğu ve o bölgelere dokunulmasının yanlış olduğu ve hangi bölgelere dokunmanın “kötü dokunuş” olduğu çocuğa uygun üslupla öğretilmeli; ebeveyne/öğretmene vs haber verilmesi gereken bir durum olduğu da anlatılmalı.

Arabaya binmek, arabasını sürdürtmek vs gibi çocuğa cazip gelen hobiler; cep telefonu, dijital  oyun makineleri kandırma için bir araç olarak kullanılabilmektedir. Bu tür durumlara karşı titiz ve dikkatli olmalı, kontrolümüz dışında gelişebilecek bu durumlara karşı aileler uyanık olmalıdır.

“Sır” olgusuna karşı çocuk zihni zayıftır ve “aramızda kalsın, sırrımız olsun” şeklindeki sözler çocuk zihninde hipnotik telkin etkisindedir. Çocuklara koşulsuz kabul gördüğü ve nelerin sır konusu olamayacağı anlatılmalıdır. Habersiz bir yere gitmesinin ya da mesela özel bölgeye dokunuşun sır kapsamında olmayacağı ve haber vermesi gerektiği anlatılmalıdır.

Çocuk istismarı ve cinayetleriyle ilgili meslek grupları başta olmak üzere, aileler, okuldaki görevliler ve toplumun her kesimi “çocuk hipnozu” ve “çocuk zihninde hipnotik kabul oluşturan sistemler” konusunda eğitilmeli ve bu bakış açısıyla mevcut bilinçlendirme sistemleri geliştirilmelidir.

Mehmet Başkak

Çocuğunuz narsist mi?

Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, narsistliğin bir kişilik bozukluğu olduğunu ve temellerinin çocuklukta atıldığını bildirdi. Çocuklarının normal bir gelişim süreci geçirmediğini düşünen anne ve babaların endişelenmekte haklı olduklarını kaydeden Başkak “Çocukların narsist olup olmadığının nasıl anlaşılacağı” ve yapılması gerekenlerle ilgili şu bilgileri verdi:

BENMERKEZCİLİK AZALMIYORSA

Küçük çocuklar, gelişimlerinin doğal bir parçası olarak bencildirler, çünkü ihtiyaçlarının karşılanması için bencil davranmaları gerekir ve başka insanların ihtiyaçlarını ve isteklerini anlayamazlar. Ergenlik dönemlerine geldiklerindeyse çocuklar, bağımsızlık mücadelesi verdiklerinden, tipik olarak benmerkezcidirler. Benmerkezciliğin büyüdükçe azalması gerekir. Azalmıyorsa sıkıntı vardır.”

ÖZGÜVEN NARSİSTLİK DEĞİLDİR

Bir çocukta özgüvenin sağlıklı seviyelerde olması çocuğun ailesi ve toplum tarafından sevildiğine ve kendisine değer verildiğine dair inancını gösterir, bu nedenle çocuk kötü davranılmayı hak etmediğini düşünür ve bu tür davranışlara karşı daha dirençlidir. Kısaca, özgüven sahibi olmak benmerkezci olmak değildir.”

EMPATİ HİSLERİ GELİŞMİYORSA

“Çocuklukta tipik olarak görülen benmerkezciliğin, yetişkinlikte yerini zihinsel sağlığa bırakması için değişime uğraması gerekmektedir. Hem aile hem de toplum içinde uyumlu davranışlar sergileyebilmeleri için, çocukların başka insanların bakış açılarını görebilme ve onların yaşadıkları acılar karşısında empati yapabilme kabiliyetlerini giderek geliştirmeleri gerekmektedir.”

NARSİSİZMİN SİNYALLERİ!

Klinik Psikolog Mehmet Başkak, narsistik kişilik bozukluğunun yetişkinler için konulan bir tanı olduğunu belirtirken, çocukluk dönemine ait risk grubu hakkında ise şunları söyledi:

| Israrla insanları rahatsız edici ve bezdirici davranışlar sergileme, örneğin (kendi anne-babaları ve başka yetişkinler de dahil olmak üzere) insanlarla dalga geçme, onları tehdit etme, aşağılama.

Israrla ve başkasının zarar görüp görmediğini önemsemeden kazanma isteği.

Israrla kendi çıkarı için yalan söyleme. Yalan söylediğini kabul etmeme, yalanlarını başkasının hatası olarak gösterme, yalanlarını yüzüne vuran kişilere saldırma.

| Kendisini egoist bir bakış açısıyla aşırı derecede değerli görme.

| Başkalarının ihtiyaçlarından çok kendi ihtiyaçlarının karşılanması konusunda ısrarcı olma.

Şartlar ne olursa olsun her zaman özel bir muamele görme ve istediklerini elde etme hakkı olduğunu düşünme.

| Eleştirilmeye, yanlışının söylenmesine ya da üzülmeye karşı agresif davranışlar sergileme

| Kötü sonuçlar için ısrarla başkalarını suçlama.

| İnsanlarla işbirliği yapmaktan ziyade onlarla rekabet içine girme.

Kendi isteklerinin yerine getirilmesi, gerçekleşmesi uğruna ailesi dahil etraftakilerin kötü duruma düşmesini, üzülmesini hiç umursamama.

NE YAPMALIYIM?

Psikolog Başkak, çocuğu narsist olanların yapması gerekenleri de şöyle anlattı:

| Çocuğunuza empati yapmayı öğretin.

Kaba ya da baskın karakter özelliklerine kıyasla dürüstlük ve kibarlık gibi karakter özelliklerine değer verdiğinizi gösterin.

| Çocuğunuzun özel muamele bekleyen davranışlarını değiştirmeye çalışın ve ona prensmiş, prensesmiş gibi özel muamelede bulunmayı bırakın.

Açgözlülük ve hırslı olmayı onaylamadığınızı gösterin.

| Israrlı bir biçimde çocuklarınıza hep diğer insanların da hakkını, hukukunu ön plana koymasını öğretmeye gayret edin. (Narsist kişiler yaptıkları bir şeyi genelde başkalarına faydası olması için yaptıklarını söylerler ama aslında onu kendi çıkarları için yaparlar).

| Sağlıklı bir özgüven gelişimini destekleyin.

Çocuğunuzun kendi problemleri ve başarısızlıkları yüzünden başka insanları haksız yere suçlamasına izin vermeyin.

| Çocuğunuzun davranışlarında bu özelliklerin çoğunu gördüğünüzde, bir uzmandan profesyonel yardım almaktan çekinmeyin, bilgi ya da yardım arayışında olmak bir güçlülük göstergesidir, zayıflık değil.

Mehmet Başkak

Yapılan bir araştırmaya göre Türk anneler itaatkar, Avrupalılar ise bağımsız çocuk yetiştiriyorlar.

**

Sağlıklı bir anne-çocuk ilişkisinin temeli, annenin ruh sağlığı ve çocuğa karşı davranışlarına bağlıdır.

**

Eskiden çocuğun evliliğin sürmesini sağladığını düşünürlerdi. Şimdi ise bu durumun değiştiğini düşünmek mümkün. Aileye bir çocuk gelmesiyle evlilikteki dengeler değiştiğinden çiftler bazen yeni düzene alışamayıp tercihini boşanmaktan yana kullanıyor sevgili dostlarım.

Ebeveyn olunca karı koca olmayı unutmak… Çocuk sonrası ilişkilerin bozulmasının büyük sebeplerinden biri bu. Eskiden insanlar kendilerini tamamen çocuğa adar, ona göre hayatını şekillendirirlerdi. Artık kendi isteklerimizi ve özel hayatımızı göz ardı etmek istemiyoruz.

Sadece ebeveyn değil birer birey olduğumuzun farkında olduğumuz için de istiyoruz ki ilgi görelim, sevilelim, onaylanalım… Bireysel alanını koruyup, sorumlulukların dengeli biçimde paylaşıldığı, empati ve vefanın olduğu her ailede çocuklar ailenin gücü kuvvetidir.

Eşlerin birbirlerine de zaman ayırması, çocuksuz da vakit geçirmeleri, çocuklarla şenlenen evi bir yuva sıcaklığına dönüştürmeyi kolaylaştırır. Selam olsun sizlere

@HipnozAkademisi 

 

Etiketler: ,

Bir Uzun Hava İçin Üç Kısa Nefes

I.

Göğsümde dalgalanan
ağır ve sessiz bir göldü
‘sevilmedim’ diyen kadınlar
Kanayarak çekiliyor şimdi damarlarımdan
güneşe yükselen sular

II.

bir damlaydı hayat anamın göz pınarında
koştum ve çoğaldı nehirler,
çok koştum
savaşa giden atlar gibi
parklarda sert bakıp kılıçlar kuşanınca
yok saydı beni tarihteki meydanlar

III.

Şairler Allah’la neden samimi mısralarda
neye göre yaşanıyor sabır
hangi yıkımdan sonra hatırlanır
okumadan büyüdüğün anlaşma

Mehmet Başkak

 
Yorum yapın

Yazan: 01 Mayıs 2022 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Gülümsüyor çocuk yıkıntılar içinde

Heves söner, yer kırılır, gül kopar.
Ne şefkat tutar hayatı,
Ne izleyenlerin duası…
Üzülenler reklam arasındayken
Sökülür betonlar,
Annesinin bağrını ezer.
Gülümsüyor çocuk yıkıntılar içinde.

Kimin gözlerini bekliyor bu Marmara,
Ya bu ege!
Hangi acı için damlalarını biriktirir denizler?

Mehmet Başkak

 
Yorum yapın

Yazan: 01 Mayıs 2022 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Nasıl tutsam incinir

Nasıl tutsam incinir,
bir kuşun kırık kanadıdır sevmek
Çocuk gibi severim ya
Yetmedi ki kimseye,
Oysa içi de dışı gibi evimin.

Suya baktım, akıp gitti renkler.

Hep sevdiğinden önce gelir;
özlemek, akşamıdır kalplerin

Mehmet Başkak

 
Yorum yapın

Yazan: 01 Mayıs 2022 in Türk Şiiri, Şiir

 

Etiketler:

Gidiyor muyum Kaçıyor muyum?

Tanıdığım insanlara
hayal kırıklığı payı bırakmam
gerektiğini öğreten
Mehmet Başkak’a

Ve ey saçı ak gönlü ak
Anneciğim pencerede ağlayan .
Ah biliyorum güç gelecek sizlere
Ama artık gitmek geliyor içimden
Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden
Dönüşü olmayan yerlere…

Ataol Behramoğlu

Ne vakit babamın yokluğuna gitsem
Babam bana bir şey diyor.

Birhan Keskin

Benim bunda kararım yok, ben burdan gitmeğe geldim
Bezirganem metaım çok, alana satmağa geldim

Yunus Emre

Gitme aşkım benim, bana sormadan
Bütün gece direndim uykuya
ama şimdi ağırlaştı göz kapaklarım
Uyurken seni kaybetmekten korkuyorum
Gitme…

Tagore

“Babamın yanına gitmek istiyorum.”

Mehmet (yaş 8)

Gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan gün,
katı bir saydamlık kalıbı.

Octavio Paz

Baba, bu film başlamadan bitmiştir, bunu unutma..
Baba…Ne olur gitme!….
Baba…Beni unutma…….

Ali Kınık

Şimdi şiirin burasında durup düşündüm de,
Hani sevmediniz , onu anladık da
Keşke diyorum;
Gitmeseydiniz..

Dilek Kartal

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara…

Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey…
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.

Pakize Suda

kurtarmazmış öğrendim insanı şiir
bunu sindirerek gitmeliyim aşk’a ve kavgaya

Bünyamin Durali

Gitmek..Kendi suçunun bekçiliğini yapmaktır
mezar taşlarında.

Ali İhsan Atiş

belki de gitmektir aşk, sadece gitmek
avare bir kederi sarıp yaralarına
rüzgarın devirdiği bir ağaç gibi
köklerini sessizce bırakarak toprağa

Ayten Mutlu

Gitme yani
Bak, hobi lazımsa ben olurum hobi
Gitme
Bir daha söylemiycem

Bahadır Cüneyt Yalçın

Geçmedik belki, gitmedim belki ben
Sen orada uzaktan el sallarken
Rüzgâr sustu, dalgalar durdu
Ne çok gidiş, ne az ayrılış

Oruç Aruoba

Eyvah! senden ayrılıyorum dönmemek üzere bir daha.
Parçalanıyor kalbim söylerken bunları.
Göremeyeceğim bir daha bu gözleri,
duyamayacağım sesini N’olur Elvira, söyle
Gitmeden önce bir öpücük verecek misin bana.
Tek bir öpücük tüm yaşamım boyunca?

Giacomo Leopardi

Gönlüm ister gitmeyi cânâ bu mâtemhâneden
Korkarım ki gittiğim yer de olur ammâ garîb

Abdülbâki Gölpınarlı

Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden;
Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden!

Necip Fazıl Kısakürek

Bazen gürültülü bir coşku anında
Bir şölende, geniş bir salonda
Aniden susup, gitmek zorunda olduğunu
Bilir misin?

Hermann Hesse

çünkü gitmek yeniden başlamaktır kendine
ve eksik kalan ne varsa…

Altay Öktem

kadının gitmesi gerekiyordu.
oturdu
şarap içti
sustu bir hayli

uzun baktı adama
anladı
acıdı içinde bir yer
usul usul ağladı

Ayten Mutlu

idam mahkumlarıdır aslında ihtiyarlar
ölüme koşullanmış bütün davranışları
yorgun öksürükleri oturup kalkışları
yaşayıp durmaktan gizlice utanırlar
her gece artık gitmek vaktidir sanırlar

Attila İlhan

Gitmesün aşkın ki bir genc-i nihân elden gider
Bil ki sen gitsen yanımdan tende cân elden gider

Hatâyî (Şah İsmail Safevî)

giderim gitmesine lakin
oyuncaklarım kimin olacak
beş vakit tuttuğu anneciğimin
kollarım kimin, parmaklarım kimin olacak

Gülten Akın

Ana babası hayatta olan kişi onları bırakıp uzaklara gitmesin. Eğer gitmeye mecbursa, güzergâhı belli olsun ve dönüp geleceğinden şüphe ettirmesin.

Konfüçyüs

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.

Özdemir Asaf

kalmakla gitmek arasındaki farkı bilse ne
bilmese ne
şen hayat yok
varsa sadece ölüm

Kenan Çağan

Ahmedin tâkati yok k’ede kapından seferi
Ayağı balı durur gidemez ey yâr dahi

Ahmet Paşa

Ama gerçek yolcular gitmek için giderler;
Yürekleri balonlar gibidir, hafifçecik,
Ve, niçin olduğunu bilmeden, derler,
Yazgıları önünde boyunları hep eğik.

Charles Baudelaire

Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru

Sunay Akın

Hiç değilse giderken içimden geçeceksin.

Veysel Çolak

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Ahmet Telli
inanmak istesem de
senin gidişin yalandır bende.
 
Birhan Keskin
“Ah, o gidiyor işte” dedi;
“Sessizce sevdiğim genç adam.”
Bense, kalıyorum güller ve
Sarı menekşelerle burada.
Nasıl da isterdim, bunları vermeyi oysa;
Artık, çok uzaklarda olan o delikanlıya.
Johann Ludwig Uhland
Biraz önce senin dağdan aşağı gittiğini gördüm 
Batan güneşin altında küçük kapıyı kapattım 
Gelecek ilkyazda elbet çayırlar yeşerecek yeniden
Ama bir daha dönecek mi uzaklara giden?
 
Wang Wei
Sen gidiyorsun ya işine yetişmek için
Saçlarını, gözlerini, ellerini
Neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya
Her seferinde bir şey unutuyorsun sıcak
Termometrede yükselen çizgi çizgi
Kim bilir nerelerde soğuyorsun
Melih Cevdet Anday
bu nasıl bir gidiş böyle..? 
hastalık bulaşmış bir köyü terk eder gibi 
suya sabuna karışmadan akıp gider gibi 
suç işlemişcesine vatanından kaçar gibi 
bu nasıl bir gidiş böyle..? 
 
Pelin Onay
En iyisi hatrım kalmadan gidiyim ben,
Hadi, kalbine emanet.
Bervaj Şerif
Gidiyor gönül elden yardım edin ey gönül sahipleri Allah aşkına!
Yazık, yazık aman çıkacak gizli dert açığa!
 
Hâfız-ı Şirâzî
Gidiyorum..
Beni affetme..
Günyeli
Gidiyoruz, tozlanmış, onca yitirişten
nicedir katılaşmış yüreklerimizle.
Yalnız bizi dinlememeleri değil mesele,
sağırlaşmışlar da üstelik, tozlanmış
inlemeleri duyup yakınamayacak kadar.
 
Ingeborg Bachmann
Git. En fazla hırçın kayalarda parçalanır teknen,
kalbimdeki fener söner. Ah şairdir bütün fenerciler.
Kaza süsü verilmiş bir intiharla içini çeker
fitilin ucundaki alevi, tedavülden kalkmış
İbrahim Baştuğ
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
 
Cemal Safi
Bazen tüm bağları koparıp gitme cesaretini buluyorum kendimde.
İşte o an, keşke nereye gideceğimi bilsem !
Giderim herhalde.
P. Auster
“GİTME KAL” var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
Gitme aklına getir
 
Arif Damar
Umutla bekleyiş de gitti, sabır da gitti, çünkü onlar gittiler
Gittiler, oysaki onlar kalbimin en gizli yerine yerleşmiştiler
Üzüntülü ve kederli bir adamdan onlara selâm söyle
Kavminden ayrıldığı için kalbinde onun kederler var de
İbn Arabî,
Dizginleyemedim kendimi.
Aldım başımı gittim,
Gittim ışıltılı geceye;
O yarı gerçek ve kafamda
Yarı belirlenmiş zevklere.
Ve baş döndürücü şaraplar içtim
Şehvetle kucaklaşmaktan
Korkmayanların içtiği
 
Konstantinos Kavafis
Gittin, boşandı içimde sevincin yayı
Kim öğretecek bana ah, sensiz yaşamayı
Sedat Umran
Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârân-ı bile
 
Neşâtî
“Hekimhan” ilçesinde demir yolu geçerdi.
Gitmek isteyen herkes trenleri seçerdi.
Celal Yalvaç
Tek gidiş bir de tren bileti vardı
Gitmeyi düşündüğünden değil, ama kaçmak zorunda kalabilirdi
Bunların dışında normal biriydi
Her sabah işine gider, akşam evine dönerdi
Hiç anahtar taşımamıştı yanında
 
Leon Felipe
“Sen biraz dur,” demiş babası ona,
“bir yere gitme, bekle beni, geleceğim.
Bu sakallı iyi amcalar bakacak sana.”
Sessiz sakin bir çocukmuş, usluymuş,
“Tamam,” demiş, “gitmem, beklerim.”
Roni Margulies
Anımsa beni ben gidince,
Tâ uzaklara, sessiz ülkeye gidince,
Artık benim elimi tutamayınca

Christina Rossetti

Gece tek başına acile giden hastayla
Kendisine hiç el sallanmayan yolcu, aynı insandır aslında.
Şarkıların temizleyemediği bir lekedir yol,
baktıkça artar.

Zeynep Tuğçe Karadağ

Güneşim, gidiyor musun?
dilsizlik âlemine,
bildiğin yerler mi?
Yapayalnız,
acıyla, neşeyle
bunca yıllık arkadaşlığımız vardı
çok kolay, çabuk gidiyorsun.
sarhoş ettin beni, yıkık bir haldeyim,

İsmail Hakkı Altuntaş

Usûlî’den gönül aldın dönüben yerlere çaldın
Çü bizi firkate saldın gidelim bâri şehrinden

Usûlî

İşte gidiyorum;
Birşey demeden
Arkamı dönmeden
Şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan
Birşey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum

Kazım Koyuncu

Birden aklına çarpıcı bir fikir geldi: “Her şeyi bırakır, başımı alıp giderim!” diye düşündü. Ama hemen anladı hiçbir yere gidemeyeceğini. Hiçbir yerde hiç kimsenin ihtiyacı yoktu ona. Hayal ettiği hayatı da hiçbir yerde bulamayacağını anlamıştı.

Cengiz Aytmatov / Beyaz Gemi

bakarsın göneniriz gidip dönelim
ben yılmam taş çekerim çamur kararım ben
senin de gürül gürül saçların var nasıl olsa.

Turgut Uyar

Üryan geldim gene üryan giderim

Karacaoğlan

Artık gidiyorum,
Beni uğurlayan kardeşlerim,
Hepinize eğilerek ayrılıyorum.
Yalnız sizin son ve nazik sözlerinizi bekliyorum,
Uzun zaman komşuluk ettik ama
verebildiğimden çok aldım.
Şimdi gün ağardı,
karanlık köşemi aydınlatan lamba söndü,
Bir davet geldi ve ben yol için hazırım.
Bu ayrılık gününde bana bol şans dileyin
arkadaşlarım,
Beraberimde ne götüreceğimi sormayın.
Seyahatime boş eller
ve ümid eden bir kalple çıkıyorum…

Rabindranath Tagore

Gidelim kelimelerin anayurduna
Susmayı deneriz belki şiirlerin
koynunda
Yorgun adımlarla geçip gidelim
bizi içlerine almayan şehirlerden
Geçip gidelim sevdiklerimizin
Düşlerinden

Şehmus Ay

Havadır iç çekişler ve havaya gider.
Sudur gözyaşları ve denize gider.
Kadın: anlat bana, sen biliyorsan eğer,
Aşk unutulduğunda, o nereye gider?

Gustavo Adolfo Becquer

Senin bu şehirden gidişini izlemek,
Bir babanın; sırtını sıvazlayarak oğlunu askere göndermesi gibi.

Yağız Gönüler

Sâkiyâ mey sun ki bir gün lâlezâr elden gider
İrüşür fasl-ı hazan bâg ü bahâr elden gider

Avnî (Fatih Sultan Mehmed)

ya sen kuş olup gitmeliysen bir trenle

Cahit Zarifoğlu

Ama bir sevda sözkonusu olunca insan hiçbir yere yalnız gidemiyor, hüsranları ve ayrılıkları hep beraberinde götürüyor.

Mario Levi (Bir Şehre Gidememek)

kırtiplim bomboğum esiriklinin biriyim
dünya yıkıldı altında kaldım sanki
anlaşılan bu birisinden kazık yedi diyorlar
sen gitmeseydin de keşke
Metin Eloğlu
Soluk soluğa bağırdım: “Şaka,
Tüm bu olanlar. Gidersen beni öldürürsün.”
Güldü tüyler ürperten bir rahatlıkla
Ve dedi: “Rüzgârda durma üşürsün.”
 
Anna Ahmatova
Nereye gidersek gidelim, hep geç kalırız
bulmak için yola çıktığımız mutluluklara.
Ve hangi kentlerde kalırsak kalalım,
geri dönmede geç kaldığımız o evler,
ayışığında bir gece geçiremeyeceğimiz bahçeler
ve sevmede geç kaldığımız o kadınlardır hep
elle tutulamayan yakınlığıyla bizi kahreden.
Henrik Nordbrandt
Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki
 
Cemal Süreyya

Gerçekten gitmezsen huzur bulamazsın, tekrar geri dönersin. Yani az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş olursun amma bir arpa boyu yol gitmemiş olursun. Kendi çukurunu derinleştirmiş olursun. Bütün yolculuklar burada, buradan başlamayan bir gitmek seni gerisin geri bulunduğun çukura gömer. Gerçekten git dostum. koşullarını zorlayıp değiştirerek, daha cesur ol. İçerisinde kaçma olmayan bir gitmek. Sana layık olan da bu, sana huzuru verecek olanda bu. Bir başka yerde yabancı olmak gitmek değildir. Hayırlı yolculuklar. Yolun açık olsun.

Mehmet Başkak
Çekip götürüyor seni yazgı
yaşamın tozlu yollarına, taşına toprağına;
sen de bırakıp gidiyorsun baba evinin sessizliğini,
mutlu düşler ve alışık olduğun yanılsamaları.
Giacomo Leopardi
Bıraksalar uyurdum diyor ahmet
bıraksalar uzaklara giderdim
ah… o heryerde olmanın
bir yerlere gitmenin o derin, derin hazzı.
 
Kemal Sayar
Oturup soğumuş -ama acıyla yanan- alnım ile
Yitip giden günlerimi ekliyorum birbirine.
Ah! Bir ömrü telef ettim bu yolda boşu boşuna
Çektiğim özlemler kaldı tek avucumda!
Nîmâ Yûşic
kuşlar vardır
yuvalarını terk eden
başka yere giden
ve yuvalarının rüyasını gören
 
Ziyâ Muvahhid
Bakarak yüzüme üzgün, suskun
Sallıyor başını, gidiyor yavaşça.
Heinrich Heine
boşadır ayrılığı anlatmaya çalışmak
anlarsa ancak yüreği anlar bir çocuğun
annesinden ayrılmışsa)
 
çıkıp gidiyor şiirden, yollarda bir suskunluk
 
Akgün Akova
Ama beni yalnız bırakıp giderken,
Bakışlarınla yıkılmış,
Gidişinle kimsesizim…
Son sahnemiz bu olacaktı demek bizim,
Arada yüksekte bir Kan Kalesi
Ve giderken arkaya bakış atan
İki suskun.
Hüsrev Hatemi
Rüyalarına geleceğim bazen
Beklenmedik bir konuk gibi uzaktan.
Sokakta bırakma beni
Kapıyı sürgüleme üstümden
Usulca geleceğim 
Oturacağım ses çıkarmadan
Gözlerimi dikeceğim seni görmek için karanlıkta
… Bir öpücük konduracak ve çıkıp gideceğim
 
Nikola Vaptsarov
Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi,
Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi.
Bir göz atıverdi bana geçip giderken:
İyilik et denize at mı demek istedi?
Ömer Hayyam
Soğuk
Ve yorgunum
Gitmeliyim
Ama yorgunum
Susmalıyım artık
-ki dinleyen de kalmadı!-
Çok yorgunum

Ali Lidar

Rumelihisarı’nda Orhan’ın mezarı
Ne gittim ne gördüm gitmek de istemem
Taze ekmek bir parça beyaz peynir
Şimdi olsa şuracıkta rakı içer
Denize mi bakar kim bilir

Oktay Rifat

Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile.

Neşati

Diriğâ k’ez miyâan ey yâr reftî
Be derd ü hasret ü bisyâr reftî.
(Yazık ki ortalıktan kayboldun ve gittin ey yâr
Hem ne gidiş birçok dert ve özlem bırakarak gittin.)

Mevlâna

Anı hoş tut garibindir Efendim, işte biz gittik
Gönül derler ser-i kûyunda bir dîvânemiz kaldı.

Hayali

Yâr ile ağyârı hemdem görmeğe olsaydı sabr
Terk-i gurbet eyleyip azm-i diyar etmez m’idim.

(Eğer ülkeme dönünce sevdiğim ile, başkalarını birlikte görmeye tahammülüm olsaydı
Gurbette yaşamayı terk ederek ülkeme dönmez miydim?)

Fuzuli

Ey ruhumda olan, sonunda nereye gittin
Evimizden kayboldun, havaya mı gittin
Sen benim yürekten verdiğim sözü bilirdin ama ahdimizi bozdun sen
Kuş gibi birden uçtun ey dost nereye gittin ki?
Sen benim ruhum içinde bir bakış attın sonra ruh içinde bir sefere çıktın
Halka bir baktın sonra halktan uzaklara gittin
Sen saba rüzgârı mıydın, onun kadar çabuk esip gittin
Gül kokusu benzeriydin, gül kokusu gibi saba yeliyle gittin
Ne saba rüzgârıydın sen, ne de havada uçan kuştun
Tanrı ışığıydın sen
Yine Tanrı ışığına döndün
Ey bu evin beyi, ey bu evin mumu
Yanan mumun isi gibi, tavana yükseldin, semaya gittin
Ey yâr sen yanlış iş yaptın, başka bir yar ile gittin
Kendi işini gücünü bıraktın başka bir iş peşinde gittin
Yüz defa hoşgördüm, bunu sana belirttim
Sen, kendini beğenmiş, bir defa daha gittin
Yüzlerce defa uğraştım, seni dikenlerden uzak tuttum
Sen gül bahçesini  tanımadın, başka bir dikenle gittin

Mevlâna

O gidinceye kadar Ada dopdolu idi…
Gider gitmez benim için boşalıverirdi…

Yahya Kemal

ve nedense bir vapur bizi alıp götürecekmiş gibi bakarız bir-birimize
unuturuz sonra alıp başını gitmeyi de
yeter ki iki dudak arasına konsun gelincikler

Edip Cansever

Kişi ardına bakmadan gitmelidir
Orfe’den beri malumdur ki,
Geriye bakmak tehlikelidir.

Hüsrev Hatemi

Giden sendin, gelenlerden bana ne?
Eski gelmelerin çekildi gerilere,
Bundan böyle, bürünmüş grilere,
Kalacak gözümde gidiş ânın.
Ah çocuk, gri giymeyi de nerden buldun,
Gitmek mi sis rengi giydirdi sana?
Yamaçları sıyırıp göğe ağar gibi,
Akşam karanlığında savrulan kar gibi,
Bu ellerde geç kalmağa korkar gibi,
Gittin çocuk, sislere büründün de.

Hüsrev Hatemi

Yavuz’du ilk giden, unutmamak gerek, zaten kalmaya
niyeti olmayan biri, ne o bize ısınabilmişti ne de biz
onu benimseyebilmiştik, evet ama diye atılıyor Nilgün,
ilk o gitmiş olsa bile, hatırlarsan aynı dönemde Mete’de
karar vermişti New York’a gitmeye, demek ki çözülme
bir tek Yavuz’la başlamadı,  hem kalanlar da gitmeyi
akıllarından geçirmeyenler değildi, çoğumuz adını
koyamadığımız bir tarihe erteliyorduk içimizde saklanan
yolculuğu,

Enis Batur

Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım:
Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım:

Mehmet Akif Ersoy

işte, ayaklarım bir iklimden diğerine duruyor
hiçbir yere, ah! bunlar hiçbir yere gitmiyor

Orhan Alkaya

Annem yok artık. Bu kesin. Gelinecek bir yere gitmedi.

Ataol Behramoğlu

Gitmek, şairin kendine dönmesidir

Osman Hakan A.

Ve hazırım yeniden
En uzak yollara gitmeye;
İçimde bir sevinç
Dudaklarımda bir gülüşle;

Jose Marti

bir trene binmek ve rastgele defolup gitmek istiyorum

Attila İlhan

Herkes bir yere gitme telaşındaydı –
nereye? Ne yapmaya? Kendilerine ayıracak zamanları
yoktu, soyunup yatacak,
kendi bedenleri içinde düş görecek, aynada kendilerine,
ya da birbirlerine bakacak zamanları,
Yalnız başkalarının gözlerinde görüyorlardı kendilerini –
orada ne görebilirlerdi ki?

Yannis Ritsos

Sonra kelimeler geldi
Ve oturdu karşısına kalbin
Gitmedi.

Bejan Matur

Derim ki sana :
Nehirler boyu git ve gör nehirlerin nasıl yol aldıklarını
sen de bir nehirsin ey yolcu
Senin de varmak istediğin bir yer var
Gerçekten varmak istiyorsan oraya, nehirlere iyi bak
Engeller
nasıl aşılır, öğren nehirlerden
Yarı yolda yokolup gitmek değildir
amaç, nehirler gibi akıp, nehirler gibi ulaşmaktır oraya
Varmaktır oraya, ey yolcu

Hasan Hüseyin

Bir kez bir taş sözcüğü görmüştüm
Hedefine varmadıysa kıvrana kıvrana
Tanıdık bildik sözcüklerin
Dur gitme diyen anlamlarına
Yan yana ölüydün sen kendinle yatağında

Cesedi nereye gömelim

Cevdet Karal

Gitmeyelim artık. Denize eğilmiş bir çam biliyorum… Bu ağacın altında sabahlamıştım bir zamanlar. taşocağından yeni yonyulmuşcasına yepyeniydim şafakta.

Yorgo Seferis

gitmeliyim buralardan
bana özgülenmiş soylu bir ata binerek
ardımda bir virgül dahi bırakmaksızın
karışa karışa gitmeliyim toza-dumana
varsınlar kuşatsınlar yollarımı

Bünyamin Durali

Kiraz devşirmeye gitmiştin hani
Çilek kokuyorsun vakte yabani
Unutma sana bergüzarım var
İntizarım yoktur, inkisarım var.

Bahaettin Karakoç

Uyan yârim evimize gidelim;
Dağ Amanos, ova Amik ovası
Yaramadı bize suyu-havası
Gurbet Eller bize hep dar geliyor…

Bahaettin Karakoç

sonsuz bir derbederlikten söz edilebilirdi, hazırdı sanki
gitmeye: Aslında çoktandır geciktiği uzak bir yere.

Enis Batur

Alıp gitmek vardı seni o an
‘Bana bir şiir oku’ dediğinde

Alıp gitmeliydim seni…

Refik Durbaş

beni çağıranlar çoktan gitmişler.

Rafael Alberti

insan sevdi mi gitmeli
ayrıl karından ayrıl çocuğundan
ayrıl dostlarından kadın erkek
sevdiğinden ayrıl sevgilinden ayrıl
insan sevdi mi gitmeli

Blaise Cendrars

Kendime ait bir hayat istediğimi anladım..
Sadece bana ait bir hayat..
Acıların, düş kırıklarının, korkuların,
Olması gerekenlerin, adanmışlıkların,
Başkalarının kurallarının yönetmediği bir hayat..
Pişmanlık gibi değil..
Gitme zamanının geldiğini nasıl anlayabilir insan..
Nasıl anlatabilir..

Oruç Aruoba

Gitmek fethetmektir
Yahut yenilmektir kan kusarcasına

Kemal Sayar

Vaktiyle İzmir’e gitmiştim
Ömrümde ilk defa
Aşıklık yüzünden.
Şehre girerken ışıklar uçuşuyor
Rüzgar okşuyordu saçımı tren penceresinde,
Kalbim bir bayrak gibi çırpınıyordu.

Cahit Külebi

Ne gitmeleri biliyorum ne kalmaları
Gecede şiirin izini sürüyorum
Artık hüznü ustaca yaşamanın zamanı

Yasin Erol

Belki de alıp başımı gideceğim
Biliyorsunuz ya bir ağrısı vardır gitmenin
Nereye, ama nereye olursa gitmenin
Hüzünle karışık bir ağrısı

Edip Cansever

Yolculuk, her zaman düşündüm onu;
İçimde bu azgın davet ne demek?
Oraya, neredeyse güneşin sonu,
Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.

Necip Fazıl Kısakürek

Her kim dostı severise dostdan yana gitmek gerek
İşi güci dost olıcak cümle işden olur âzât

Yunus Emre

İşte buradayız şimdi, dostum, gitme benden,
hemen gitme, hayır hiç gitme …

Erik Stinus

Hani büyük korkular başlayınca insanda,
Sıkılır yüreği, ölecek gibi olur;
 Ne dost sevgisi, ne yar sevgisi,
 Ne varsa hepsini bırakıp gitmek ister
 Nereye, kime, niçin?
Demeden.

Mehmed Kemal

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia

Özdemir Asaf

Bırakıp gitmek istiyorum, fakat yollar kapalı
Omuzlarımda da bir çift kanat yok
Saçlarım zaten beyazlarla kaplı
Öyle durup düşen yaprakları seyrediyorum,

Po Chu-I

Duran bir şey var bende,
ağaç gibi.
Onu ayaklandırıp, oradan oraya
gitmem zor.

Birhan Keskin

Gelmek irâdet gitmek icâzet

Lâ-edrî

Sefer sen eyledin ammâ beni garîb ettin

Lâ-edrî

Yâ seferdir yâ tahammül anla aşkın çâresi

Nedîm

Cihânı hiçe satmakdur adı aşk
Döküp varlığı gitmekdür adı aşk

Eşrefoğlu Rûmî

Buz üstüne yazmak isterdim
Bütün bu şiirleri
Ve sonra çekip gitmek
Dalgın bir cırcır böceği gibi.

Ahmet Erhan

Aşk
Bir ayrılma anında kaldırımda
Karşıya geçip hızla döndüğünde
Gitmemiş olandır

Hayriye Ünal

hiç gitmedim kendimden uzağa, diye düşünürken
sıla oldum ona.

Kemal Varol

Gelip caydırabilirdin beni gitmekten
Oturup sigara içer anlaşabilirdik…

Edgar Allan Poe

Anlayacaksınız;
hiçbir şey eskisi gibi olmayacak bir daha…
Çekip gitmek en güzeliymiş gibi gelecek
ama çekip gidemeyeceksiniz…
İşiniz,
alışkanlıklarınız,
derme çatma düzeniniz,
çocuklarınız,

Hasan Ali Toptaş

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Birisi kapadığın kapılardan gitmiyor
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o
Bir yerin üşüse onun sıcaklığı
Öbürü en içten çağrını işitmiyor
Alıp tutmaksa o basıp gitmekse o
Bakışları kıyısız deniz uzaklığı

Attila İlhan

Kıstırılan insanın sıkıntısını almalıyım yanıma,
İçbükey yalnızlığımı, kapıdan sızan ışığı,
Öyle apansız olmalı gitmem
Öyle çok yaraladı ki beni dünya
Bütün rezillikleri bırakıp gitmeliyim

Ahmet Ada

zaten herkes teğet geçti yüreğime 
kimse demir atmadı 
küçük bir yol kenarı lokantasıyım 
hep gitmeye yazgılı konuklarım 
bari sen gitme 

S.Engin

kederliyim; bir bulut gibi.
gitmeliyim bu gece.
sadece yalnızlık gömleğimin sığacağı valizi
alıp gitmeliyim, bu gece.

Sohrab Sepehri

söz ver bana,
aniden,
sessizce gitmeye…

Bertolt Brecht

çekip gitmeye çalışan biridir şair
ve bir türlü gidemeyen biri

Tadeuz Rozewicz

Ben gitmem ya bilesin
Bırakıp gidersen beni 
Kayalıklar orada 
Omurgam paramparça

Vüs’at O. Bener

-Ah..Gukuk kuşu—
Ne kadar gitmeliyim, birine
rastlayana kadar.

Usuda Arō

Şu sıralar çiğnenmiş bir vasiyet gibi üzgünüm.
Anladım ki, adına dünya denilen şey, bana göre değil. 
Bütün ışıkları yanıyor üzüntümün 
Gitmek istemezken gittiğim o yer 
Güneşin yok saydığı çelimsiz günler, 
Bir anlık öfkeye verdiler beni; 
Dünya zemin kat, yüksek kader…

İbrahim Tenekeci

Esirinin başından kaçamazsın.
Sen onun başında esir kalırsın.
Kaçacak diye nöbet tutarsın,
Uyku bile uyuyamazsın.
Gitmesin istersin, gitsin istersin.
Ne yapacağını bilemezsin,
Esir olursun beklemeye, seni salsın istersin.

Sahir Üzümcü

Ne yormak istedim seni,
Ne de yormak kendimi
Çok çalıştım
Gitmeye de kalmaya da…
İkisi de aynı acı.
Kolay değil!

Çisel Ona

Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.
Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Behçet Necatigil

Ne zaman nereye gitmedimse,
Hiç kimseyi incitmedimse,
Konular birikti kendiliğinden;
Ben ne kadar biriktirmedimse.

Özdemir Asaf

Elveda, elveda aşkım;
Gitmeliyim bugün!
Bir öpücük, tek bir öpücük ver bana;
Çünkü, sonsuza dek ayrılıyorum senden.
Elveda, elveda aşkım sana!

Johann Ludwig Uhland

şiirler yazan, uçurumun kıyısında
uyuyan ve uyanan
gider mi gider gitme desen de

Tuğrul Asi Balkar

yolum sana varmayacaksa
gitmenin ne anlamı var

Adige Batur

Bazen gürültülü bir coşku anında 
Bir şölende, geniş bir salonda 
Aniden susup, gitmek zorunda olduğunu 
Bilir misin?

Hermann Hesse

bana kalsa buna gitmek demezdim / gitmek
istememek de demezdim / biz buna kabulleniş
diyemezdik/ biz bunda direniş de aramamalıydık
/ bu belki bir bağdı / koparılamayan / müşterek /
oluşumuzun içinde.

Erdem Beyazıt

Yaşamın, gitmek isteyebileceğin yerdir —zaten,
bu yaşamı yaşadığına göre, oraya gitmek istemişsin, 
istiyorsun demektir : yaşam, gittiğin —ve gitmek 
istediğin; zaten de gideceğin— yerdir. 
— Zaten, işte, oradasın…

Oruç Aruoba

Hiçbir şey tutamaz beni artık
Bu bahar, bu ağaçlar, bu rüzgâr
Hoşça kalsın en eskisi en yenisii aşklarımın
Gitmek mi, gitmek ne demek kaçacağım.

Turgut Uyar

Gitmek. Gitmek.
Taştan ağır gül.
Gurbete düşen ay.

Şimdi adından esen üşüme…

Şükrü Erbaş

Bilmek istemiyorum sevip sevmediğini beni,
Onunla gitmek istiyorum, sevdiğimle.

Bertolt Brecht

Gün güne taşındı, yıl yıla
Gitmedim, gidemedim

Edip Cansever

Gitmek hangi acıyı onarır ki

Şükrü Erbaşgitmek-siirleri

 
Yorum yapın

Yazan: 13 Şubat 2019 in Berceste, Bercestem, Şiir

 

Etiketler: ,